20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Davutoğlu'dan Kılıçdaroğlu'nun sözleriyle ilgili bomba iddia

Başbakan Davutoğlu, 'Kılıçdaroğlu diyor ki, 'MİT CHP'yi bölmek için faaliyet gösteriyor.' Bu, 7 Şubat 2012'de MİT'e yapılmaya çalışılan komplonun devamı mahiyetindedir' dedi.

ERZİNCAN (AA) 23 Kasım 2014 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Davutoğlu'dan Kılıçdaroğlu'nun sözleriyle ilgili bomba iddia
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Değerli bakanımızla, belediye başkanımızla, milletvekilimizle bütün bir Erzincan ayağa kalktı ve inşallah Türkiye'nin yükselen şehirlerinden biri olma konusunda da kararlı" dedi.

Davutoğlu, partisinin 13 Şubat Spor Salonu'nda düzenlenen Erzincan Merkez İlçe 5. Olağan Kongresi'nde konuştu.

Konuşmasına, "Selam olsun can Erzincan'a, selam olsun can Erzincan'ın 24 ayar candan insanlarına" diye başlayan Davutoğlu, Erzincan'ın manevi önderlerini andı.

Merkez ilçe kongresinin hayırlı olmasını dileyen Davutoğlu, her şehrin kendileri için ayrı bir yeri olduğunu söyledi.

Davutoğlu, Erzincan'ın manevi önderleriyle Anadolu'daki irfanın merkez şehirlerinden biri olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Erzincanımız?? Evliya Çelebi'nin daha 17. yüzyılda 'içinde en az 500 dükkan var' dediği İpekyolu üzerindeki kervansarayların, o güzel ticaret yollarının kesiştiği çalışkan insanların diyarıdır. Erzincanımız zorlukla karşılaştığında omuz omuza veren, direnç gösteren yiğit insanların diyarıdır. Eğer şehre ve ülkeye işgal olmuşsa ayağa kalkan Rus işgalinde olduğu gibi direnen ve istiklalini Kazım Karabekir Paşa'yla kazanan şehirdir Erzincan. Deprem olduğunda büyük acılar içinde hiçbir fark gözetmeden Sünnisi ve Alevisi ile her bir Erzincanlı ile omuz omuza verip deprem karşısında direnç gösteren insanların şehridir Erzincan."

Erzincan'ın, AK Parti kurulduğu andan itibaren her zaman destek vermiş AK Parti'nin arkasında durmuş bir şehir olduğunu belirten Davutoğlu, başta eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım olmak üzere şu ana kadar Erzincan'a hizmeti geçmiş herkese teşekkür etti.

Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Rabbimin rahmetine kavuşanlara rahmet diliyorum. Yaşayanlara, 'bu yol uzun bir yoldur, nasıl 12 yıl süresince beraber olmuşsak bundan sonra da musalla taşına kadar, haşra kadar beraber olacağız' diyorum. 30 Mart seçimlerinde hani birilerinin 'ah ayakları tökezlese, ah bir sendeleseler' diye Gezi ile 17 Aralık'la kumpaslar kurduğu o günlerde milli iradeye sahip çıkan Erzincanlılara teşekkür ediyorum. Davamızın kurucu lideri Sayın Cumhurbaşkanımız aday olduktan sonra yüzde 60'a varan oyla 10 Ağustos'ta ona en güçlü desteklerden birini veren Erzincanlılara Cumhurbaşkanımız adına teşekkür ediyorum."

Bu borçlarını ödemek için her zaman Erzincan'ın emrinde olduklarını ifade eden Davutoğlu, "Erzincan'a 5 milyar lira tutarında yatırımlar yapıldı. Erzincan'ın çehresi değişti. AK Parti dönemlerinde Erzincan'a başta ulaştırma olmak üzere ki Binali Bey'in bizzat katkısıyla 14 kilometrelik bölünmüş yola sahipti Erzincan, şimdi 295 kilometre bölünmüş yol var. Erzincan havalimanı 2002'de sadece 8 bin 377 yolcu ağırlamıştı, şimdi 281 bin" diye konuştu.

-"Bilim merkezi olma yolunda"

Erzincan'ın bütün imkanları seferber ederek bilim merkezi olma yolunda ilerlediğini belirten Davutoğlu, Erzincan Üniversitesi'nin en hızlı gelişen üniversitelerden olduğunu ve 20 bine yakın öğrencisi bulunduğunu söyledi.

Erzincan'ı 2 bin konutla tarihi kimliğiyle yeniden inşa edeceklerini kaydeden Davutoğlu, "Değerli bakanımızla, belediye başkanımızla, milletvekilimizle bütün bir Erzincan ayağa kalktı ve inşallah Türkiye'nin yükselen şehirlerinden biri olma konusunda da kararlı" dedi.

Bir müjde vermek istediğini belirten Davutoğlu, "Erzincan'ın bir hastane daha ihtiyacı olduğunu biliyorum ve 200 yataklı hastaneyi en kısa zamanda yapacağız. Ayrıca Türkiye'deki en büyük beyaz et entegre tesislerinden birini Erzincan'a kuruyor, 65 trilyon yatırım yapılıyor. Erzincan, Türkiye'deki sosyal ekonomik gelişme endeksinde 58. sıradan 45. sıraya geldi, inşallah daha da yukarılara tırmanacağız" diye konuştu.

Erzincan'ın mutluluk istatistiklerinde yüzde 65 ile en önde gelen şehirlerden olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Çünkü Erzincan can insanların şehri. Kendisiyle barışık insanların şehri. Bu barışıklığı inşallah bütün Erzincan'da yeni hamlelerle pekiştireceğiz. İnşallah önümüzdeki yıllarda Sivas-Erzincan hızlı treni ile Erzincan hızlı trene de kavuşuyor. Erzincan her türlü hizmeti hak ediyor. Her zaman yanınızda olacağız. Madem ki sizler bizim yanımızdasınız, bizler de Erzincan'ın yanında olacağız" ifadelerini kullandı.
 
AK Parti içerisinde genel başkanlık ve başbakanlık değişiminin yaşandığını, yine cumhurbaşkanlığı gibi yüce bir makamın iki arkadaş arasında devredildiğini belirten Davutoğlu, bu sırada "Acaba, AK Parti'de bir takım tartışmalar çıkar mı?" diye düşünen bazı çevrelerin, AK Parti'nin her bir ferdinin kendi kişisel geleceğinden daha çok milletin istikbaliyle ilgilendiğini bilmediğini söyledi.

Partilerindeki görev değişimleri sırasında tek bir çatlak sesin çıkmadığını, tek bir arkadaşlarının "acaba benim geleceğim ne olur" diye düşünmediğini ve herkesin 2001'de yola çıktıkları gibi aşkla ve şevkle 2015'e yürüme iradesi gösterdiğini ifade eden Davutoğlu, 2019'e, 2023'e, 2053'e ve 2071'e de aynı kararlılıkla yürüyeceklerini vurguladı.

AK Parti'de bunlar olurken Anamuhalefet Partisi CHP'de, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ardından tartışmaların başladığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanımızın karşısına bir çatı aday çıkartmaya kalktılar. Ne oldu? Temeli olmayan çatı çöktü. Anlamadıkları şey şu, liderlik sipariş üzerine olmaz, liderlik davet üzerine olmaz, liderlik kendisi aday çıkartma gücü ve cesareti gösteremeyen genel başkanların bir araya gelip birini lider adayı göstermesiyle olmaz. Lider Anadolu'nun, Trakya'nın bağrından çıkar. Erzincanlı ile kucaklaşanlardan lider çıkar. Onun için ağır bir darbe yediler. Arkasından olağanüstü kongreye gittiler. Biz olağanüstü kongreye gittik, şenlik içerinde, 'vefa kongresi' koyduk adını. Bir dava bir elden bir ele geçerken vefayla, takdirle ve bir emanet duygusuyla değişim yaşandı. CHP kongresi ise ihtilafların, tartışmaların, parçalanmaların ürünü oldu."

Davutoğlu, CHP kongresinde Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday gösterenlerin yaklaşık üçte birinin Kılıçdaroğlu'na oy vermediğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bu şu demek, 'ben zorla aday göstermek zorunda kaldım ama gönlümde Kılıçdaroğlu lider değil'. Aslında bu deklare edildi CHP kongresinde. Arkasından ihtilaflar yaşandı, her kafadan bir ses çıkmaya başladı. Bir kısmı 'ulusalcı' diye bir çizgi tutturdular, bir kısmı 'yenilikçi' diye. Yeni yeni isimler aldılar, her yeni isim yeni problem çıkarttı. Mescit açacağız dediler Genel Merkeze, güzel bir şey biz de umutlandık ama bir anda partide fırtına koptu. Mescit taraftarları mescit karşıtları böyle bir ayrım olur mu? Arkasında bizim Dersim açıklamalarımız sonrasında, bu sefer geçmişte kendi tek parti dönemiyle hesaplaşmaktan korktuğu için cesaretle çıkıp bir şey söyleyemedi Kılıçdaroğlu. Genel başkan yardımcısı yarım yamalak bir şey söyledi, onun karşısındaki başka genel başkan yardımcıları 'hayır biz buna katılmıyoruz' dedi. Bu nasıl parti Allah aşkına, bu nasıl genel başkanlık, nasıl liderlik? Birtakım çıkmış sahaya herkes topu almış kendi başına oynuyor, Kılıçdaroğlu'da kendisini antrenör sanıyor."

Kılıçdaroğlu'nun son günlerde "Milli istihbarat Teşkilatı CHP'yi bölmek için faaliyet gösteriyor" şeklinde iddialarda bulunduğunu anımsatan Davutoğlu, "Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başka işi, gücü yok mu? Zaten siz bölünmüşsünüz" dedi.

Davutoğlu, kendisinin Milli istihbarat Teşkilatı'nın saygın bir devlet kurumu olduğunu ve kesinlikle tartışmalar içerisine çekilmemesi yönünde açıklamalarda bulunduğunu ifade ederek, bu uyarıya rağmen Kılıçdaroğlu'nun iddialarına devam ettiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu'nun kendi beceriksizliğinin faturasını başkalarına kesmeye çalıştığını dile getiren Davutoğlu, "Milli İstihbarat Teşkilatımızın son olarak Musul'daki Başkonsolosluk çalışanlarımızı nasıl kurtardığına tüm millet şahittir ve takdirle takip etmiştir. Ben de bir kez daha buradan kendilerine ve her bir ferdine takdirlerimi sunuyorum; Kılıçdaroğlu hiç çaba sarf etmesin, Milli İstihbarat Teşkilatımız yurtdışındaki vatandaşlarımızı kurtarabilir ama CHP'yi kurtaramaz. CHP kurtuluş için Milli istihbarat Teşkilatından medet ummasın. Bu, 7 Şubat 2012'de MİT'e yapılmaya çalışılan komplonun devamı mahiyetindedir. Açık söylüyorum, Kılıçdaroğlu'nun kulağına bunu fısıldayanlar, 7 Şubat komplosunu MİT'e yapan çevrelerle aynı çevrelerdir. Devlet kurumlarının tahrip edilmesine izin vermeyiz" dedi.

ÖNÜNE O NOT GELİNCE KILIÇDAROĞLU'NU ELEŞTİRMEYİ BIRAKTI
 
"Şimdi öğrenmiş bulunuyorum Kılıçdaroğlu'nun kayın validesi hayatını kaybetmiş. Kılıçdaroğlu'na ve Hanımefendi'ye başsağlığı diliyor merhumeye Allah'tan rahmet niyaz ediyorum." 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Kobani bahanesiyle yaşanan olaylara karşı tavrını takdir ettiklerini anımsatan Davutoğlu, buna karşın Dersim tartışmaları sırasında kendisine yönelik kullandığı ağır ifadeleri ise eleştirdi.

-"Dersim olaylarında acı hatıralar yaşandı"

Davutoğlu, devletin gücünü kullanan bazı kesimlerin toplumun bir kesimine doğru hukuk dışı uygulamalarda bulunmasının devlete vurulan en büyük darbe olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:

"Dersim olaylarında öylesine acı hatıralar yaşanmıştır ki devletimizin milletle barışmasının önüne engel teşkil edecek trajediler söz konusu olmuştur. Devlet hukukla idare edilir, eğer idama mahkum edilen bir zat, idama mahkum edilen oğlu biraz sonra idam edilecekken, dönüp tek bir ricada bulunmuşsa, 'bari oğlumun acısını bana göstermeyin, önce beni idam edin, sonra oğlumu idam edin' diye yalvardığı anda eğer orada devleti temsil ettiğini iddia eden yetkililer, sırf o yaşlı zata işkence olsun diye önce oğlunu idam ediyorlarsa bu devletin bekasına katkıda bulunmaz, devletin bekasını sarsar."

-"Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirine alternatif değil"

Davutoğlu, Türkiye'nin ebediyen bekasının sağlanması için önce devletle milletin her bir ferdini buluşturmak gerektiğini söyledi.

Devlet adına ancak kime karşı yapılmış olursa olsun o zulme karşı çıkmanın aslında devleti savunmak anlamına geleceğini ifade eden Davutoğlu, "İster bu Dersim olayları esnasında olsun, ister 3 Mayıs 1944'de Tabutluklar Olayı'nda, Milliyetçi Hareket Partisi'nin öncülerini tabutluklara koyanlara karşı takındığımız tutumda olsun, ister 12 Eylül'de ve 28 Şubat'ta devlet adına bu milletin evlatlarına sertlikle, bir şekilde baskıyla davrananlara karşı takındığımız tutumla olsun biz her zaman baskıya, dayatmaya, vesayete karşı çıktık, karşı çıkmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Milleti devletle buluşturmaya, milletle devlet arasında yeni bir aidiyet kurmaya kararlı olduklarını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bütün vatandaşlarıma bir kez daha seslenmek istiyorum; gün barış günüdür, gün muhabbet günüdür, gün çözüm ve gelecekle ilgili olarak birlikte yürüme, birlikte irade gösterme günüdür. Gün ayrışma günü değildir, gün farklılıkları ortaya çıkarma günü değildir. Aksine bugün birliğimizi, beraberliğimizi tahkim etme günüdür. CHP, MHP bu tutukları takınırken HDP, çözüm süreci konusunda attığımız bütün adımları bir tarafa iterek 6-7 Ekim'de Kobani'deki olayları bahane etmek suretiyle Doğu ve Güneydoğu vilayetlerimizde ağırlıklı olmak üzere bir çok şehrimizde vandallığa zemin oluşturacak çağrılarda bulundu. 'Şiddet, vandalizm üzerinden özellikle belli vilayetlerimizde siyaseti bir tek biz yaparız, buralarda bir tek bizim sözümüz geçer' iddiasıyla evlere, işyerlerine, devlet binalarına AK Parti merkezlerine saldırıda bulundular. Hemen arkasından İç Güvenlik ve Özgürlüklerin Korunması Reformu'nu hazırladık ve şunu söyledik: 'Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirine alternatif değildir'. Bu ülke topraklarının her bir santimetkaresinde kamu düzenini korumakta kararlıyız. Çözüm süreci konusunda da kararlılığımız defaatlerce teyit ettik. Bundan sonra da her yerde bütün vatandaşlarımızın dertlerini çözüme kavuşturmak ve millet arasındaki birliği beraberliği daim etmek üzere yolumuza devam edeceğiz."

-"Herkesin kardeş olduğu bir yeni dünya ideali peşindeyiz"

Bağdat ve Erbil'in ardından Patnos'a, İstanbul'a gittiğini, Erzincan'dan sonra da Tunceli'ye gideceğini hatırlatan Davutoğlu, "Aslında dört güne sığdırdığımız bu program, bizim dünya görüşümüzü de yansıtıyor. Bağdat'ta Araplar'la, Kürtler'le, Türkmen kardeşlerimizle, Sünnisi ve Şiisi ile herkesle kucaklaştık. Kıldığım cuma namazında hocaefendi bizim de orada bulunmamızdan bilistifade, hutbesinde Arapça, Türkçe ve Kürtçe hutbe okudu. Yunus Emre'den deyişler okudu. İşte bizim bölgede görmek istediğimiz bu. Herkesin kardeş olduğu bir yeni Ortadoğu, bir yeni dünya ideali peşindeyiz" diye konuştu.

AK Parti ile diğer partiler arasında fark bulunduğunu ifade eden Davutoğlu şunları kaydetti:

"Şimdi şunu soruyorum, 'Acaba hangi genel başkan iki gün içinde Patnos, Erzincan, Tunceli yapabilir? Bazıları sadece Erzincan'a gelebilir, Tunceli'ye gidemez. Bazıları Patnos'a gelir, Erzincan'a gelemez. İsimlerini zikretmeyeyim, siz bilirsiniz. Bazıları için buraya gelip kongre yapmak mümkündür ama Tunceli'ye geçmek mümkün değildir. Aramızdaki fark bu. Bu AK Parti bayrağı, albayrakla birlikte Türkiye'nin her santimetrekaresinde dalgalanır ve dalgalanacak. Kongrelerimizi, seçim öncesinde bir demokrasi şöleni içinde yapmamızın sebebi de bu. Kongrelerimiz üzerinden bütün ülkemize şu mesajı veriyoruz: 'Türkiye'nin geleceği ile ülkemizin, milletimizin istikbali ile artık AK Parti kadrolarının vizyonu tam bir bütünlük arzetmektedir. Türkiye'nin her bir köşesinde, bu milletin temsil ve emanetini taşıyan tek parti AK Parti'dir. Onun için bütün bu kongrelerimizi demokrasi şöleni haline dönüştürdüğünüz için her birinize teşekkür ediyorum."