19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Derdini istediğin dilde anlat

TBMM’ye sunulan 13 maddelik tasarıda; anadilde savunma hakkı, eşlere 24 saat birlikte aynı odada kalma imkanı, hamile ve ağır hastaların infazının ertelenmesi gibi önemli değişiklikler getiriliyor.

LÜTFİ KAPLAN ANKARA14 Kasım 2012 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Derdini istediğin dilde anlat

ANA DİLDE SAVUNMANIN ÖNÜNDEKİ YASAL ENGELLER KALKIYOR

Adalet Bakanlığı’nın hazırladığı, kişilerin kendisini daha iyi ifade edeceği dilde savunma yapmasına olanak tanıyan çalışma, yasa tasarısı olarak TBMM’ye sunuldu. Tasarıyla kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan evli hükümlüler, 3 ayda bir kez olmak üzere 3 saatten 24 saate kadar eşleri ile ceza infaz kurumu personelinin yakın nezareti olmaksızın görüşme yapabilecek.

KENDİNİ DAHA İYİ İFADE ETME HAKKI

Ana dilde savunma yapılmasını engelleyen CMK’nın 202. maddesinde değişiklik öngören 13 maddelik Kanun Tasarısı TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Ana dilde savunma yapmanın önünü açan CMK’nın “Tercüman bulundurulacak haller” başlıklı 202.maddesinde yapılan değişiklik sadece iddianame okunması ve Cumhuriyet Savcılarının esas hakkındaki mütalaasından sonra yapılacak savunmalar için geçerli olacak. Hazırlık soruşturması ve soruşturma aşamasında ise bu hakkın kullanılması Türkçe bilmeme şartına bağlı kalacak. Düzenleme mahkemelerin tercüman bulundurma zorunluluğunu da kaldırıyor. Sanık, kendini daha iyi ifade ettiğini düşündüğü dilde savunma yaparken tercümanını da kendisi hazır bulundurmak zorunda. Sanık eğer tercümanını kendisi bulunduramıyorsa mahkemenin bulacağı tercümanın ücretini ödeyerek bu haktan yararlanacak. Düzenlemenin sağladığı hakkın yargılamanın sürüncemede bırakılması amacıyla kötüye kullanılamayacağı da düzenlemede açıkça yer aldı.

Eşlere 24 saat buluşma imkanı

Ceza İnfazı Hakkında Kanunun “ödül” hükmünü düzenleyen 51.maddesinde yapılacak düzenlemeyle eşlere birlikte olma imkanı sağlandı. Buna göre hükümlülere tek kişilik odalarda televizyon verilebilecek. Evli hükümlüler, 3 ayda bir kez, 3 saatten 24 saate kadar eşleri ile ceza infaz kurumu personelinin nezareti olmaksızın görüşme yapabilecek. Çocuk hükümlüler de 2 ayda bir kez, 3 saatten 24 saate kadar  ana ve babasıyla veya vasisiyle aile görüşmesi yapabilecek.

Hamile ve ağır hastaların cezaları iyileşinceye kadar ertelenebilecek

Ağır bir hastalık veya sakatlığı nedeniyle cezaevinde hayatını idame ettiremeyenlerin cezaları ertelenecek. Ceza ertelemesi talebinde bulunanlar ağır hastalıklarını ve sakatlıklarını tam teşekküllü devlet hastanesinden alacak raporla belgeleyecek. Bu rapor Adli Tıp Kurumu tarafından da onanınca Adalet Bakanlığı’na sunulacak. Bakanlık konuyla ilgili karar verecek. Bu hükümlülerin durumları  yılda bir yeniden değerlendirilerek yeni karar verilecek. Tasarı, cezasının infazı için hapse konan gebe kadınlar için de yeni bir düzenleme öngörüyor. Mevcut düzenlemede hapis cezasının infazı, gebe olan veya doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçmemiş bulunan kadınlar hakkında geri bırakılıyor. Tasarıyla, Terörle Mücadele Kanunu kapsamında yer alan suçlardan mahkum olanlardan kapalı ceza infaz kurumuna girdikten sonra gebe kalanlar hakkında bu hüküm uygulanmayacak. Bu kişilerin cezası, ceza infaz kurumlarında düzenlenen uygun yerlerde infaz olunacak.

Tarım aksayacaksa ceza ertelenecek

Tasarıdaki önemli düzenlemelerden birini de Cumhuriyet Başsavcılarına kasten işlenen suçlarda 3 yıl ve taksirle işlenen suçlarda ise 5 yılın altında olan kişilerin cezalarını 6 aya kadar erteleme imkanı tanınması. Hapis cezasının infazına başlanmış olsa bile hükümlünün ertelenebileceği durumlar ise şöyle: yükseköğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık ve malullüleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesinin veya tarım topraklarının işlenebilmesinin imkansız hale gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve ivedi haller. Ölüm veya hastalık nedeniyle hükümlüye verilen mazeret izninde hükümlünün nerede kalacağına gidilen yerin Valisi karar verecek.

Demirtaş: Öcalan’a heykel dikeceğiz

-BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın heykelini dikeceklerini söyledi. Demirtaş, açlık grevi yapanları ziyaret etmek üzere geldiği Mardin’in Kızıltepe ilçesinde, “Kürtlerin katili Kenan Evren’in posteri asılıyor da Öcalan’ın posteri niye asılmıyor? Onun posterleri okullarda meydanlarda asılıyor, Kürt halkı önderinin posteri niye asılmasın? Bal gibi asarız. Biz daha önder Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini” dedi. Demirtaş, açlık grevleri konusunda ise şunları söyledi: ‘’Taleplerin kabul edilmesi Türkiye’yi ileri götürecek adımdır. Türkiye’nin hızlı adımları atması gerekir. Kaybedecek bir saniye bile kalmadı. Açlık grevine girenler şov yapmıyor.’

ERGİN: AÇLIK GREVLERİ İÇİN İYİ NİYETLİ HERKESLE GÖRÜŞMEYE HAZIRIZ

-Adalet Bakanı Sadullah Ergin, PKK ve BDP’nin desteklediği cezaevlerindeki açlık grevleriyle ilgili çağrıda bulunarak sona erdirilmesini istedi. Ergin “Grevlerin derhal sonlandırılması için tekrar çağrıda bulunyorum. Sürece katkıda bulanacak iyi niyetli herkesle görüşmeye açığız. Tüm kamuoyunun bu konuyu siyasi mülahazalara alet etmeden, aynı duyarlılıkla ve soğukkanlılık içinde karşılaması için çağrıda bulunuyorum’’ dedi. 

İdamla ilgili bir çalışmamız yok

Bakan Ergin, vekillerin idamın yeniden getirilmesine yönelik bir çalışma olup olmadığına ilişkin soruları da yanıtladı: “Şu an bakanlığımızda (idamla ilgili) bu yönde yapılan bir çalışma sözkonusu değil.” Cezaevindeki öğrencilerle ilgili de bilgi veren Bakan Ergin, “Cezavendeki üniversite öğrencisi sayısı 87. Keşke olmasa” diye konuştu.

BBP’den 2 milyon idam imzası

Bu arada dün Başabakan Erdoğan’ı ziyaret eden BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin idamın geri getirilimesi için 2 milyon imza topladıklarını ifade ettiği öğrenildi.

Avrupa’dan ‘son verin’ çağrısı

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz da, açlık grevlerinin sona erdirilmesi çağrısında bulundu, “Türk hükümetinin elinden geleni yaptığına eminim” dedi.

Grevdekilerde bilinç kaybı yok

-Açlık grevleriyle ilgili Sağlık Bakanlığı’nın görevlendirdiği cezaevi hekimlerinden Adalet Bakanlığı’na, şu ana kadar bilinç kapanıklığına ilişkin olumsuz bildirim gelmediği belirtildi. 1 Nisan 2005’te yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 82. maddesine göre, cezaevi yönetimi, açlık grevlerindeki hükümlülere, bilincinin bozulduğu hekim tarafından belirlenmesi halinde, isteklerine bakılmaksızın müdahale edebiliyor. Cezaevi hekimleri, şu ana kadar Adalet Bakanlığı’na, açlık grevindekilerin bilincinin kapandığına dair olumsuz bir bildirimde bulunmadı.