20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Dost Sigorta operasyonunda paralel kumpas şüphesi

1998’de Gülen cemaatinin kurduğu Işık Sigorta’dan ayrılan işadamlarınca kurulan Dost Sigorta operasyonunda paralel kumpas kuşkusu artıyor. Dost Sigorta kurucuları ve tanıkları, paralel yapının bugünkü taktiklerinin ortaya çıkmasıyla, kendilerine yapılanın örtüştüğünü söyledi.

Haber Merkezi7 Mayıs 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Dost Sigorta operasyonunda paralel kumpas şüphesi

21 Nisan 1998 tarihinde Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Savcısı Nuh Mete Yüksel’in verdiği talimatla Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) üyelerinin kurduğu Dost Sigorta A.Ş’nin ortakları ve iki şirketin yöneticisi16 kişi gözaltına alındı. 28 Şubat döneminde yapılan bu operasyon MÜSİAD’a gözdağı gibi algılandı ancak operasyonun arkasında paralel yapı olduğu iddiaları her geçen gün yeni bir boyut kazandı. Zira 1995 yılında kurulan paralel yapının şirketi Işık Sigorta’nın kurucuları şirketten ayrılarak Dost Sigorta’yı kurmaya karar verince başlarına gelmeyen kalmamıştı.

Gülen - MÜSİAD çekişmesi mi?

28 Şubat sürecinin en karanlık günleriydi. İmzasız bir ihbar mektubuyla Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden MÜSİAD üyesi 16 iş adamı bir gece yarısı evlerinden alınarak Ankara’ya götürüldü. Mektupta şirketten kazanılacak parayı Türkiye’de şeriat yönetimini getirmek için kullanacakları yazıyordu. Gözaltındayken Dost Sigorta’nın kurucularına “Eğer Dost Sigorta’yı kurmaktan vazgeçerseniz, hakkınızdaki yargılama yavaşlatılır ve serbest bırakılırsınız. Paralarınız da, bir süre sonra mahkeme kararı ile size iade edilir” denildiği iddia edildi. Şirketin faaliyetleri donduruldu, tedbir kararı alındı. 3 ayrı dava açıldı. Ancak Dost Sigorta kapatılınca, davalar beraatle sonuçlandı ve kurucuların paraları iade edildi. Dost Sigorta’ya yapılan operasyonun ardında Gülen Cemaatinin kurduğu Işık Sigorta’nın olduğu iddia edildi. İddialara göre Fethullah Gülen’in, MÜSİAD ile çekişmesi yatıyordu ve adli makamlara bu yüzden asılsız ihbarlar yapılıyordu.

DAVANIN TEMELİ MESNETSİZDİ

-MÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Ali Bayramoğlu: Dost Sigorta kurulduğu zaman altında adresi olmayan, imzası olmayan bir vatandaşın yazdığı bir yazıyla bir operasyon başlatıldı. O operasyonun sonrasında birçok arkadaşımız çok ciddi ticari zararlar gördü. Ve açılan bütün davalar düştü. Şirket zarar gördü, tasfiye edilmek zorunda kaldı. Bu tip operasyonlar rekabeti istemeyen çeşitli güç odaklarının kullandığı modellerden birisidir. Ardında Işık Sigorta var diyemem ama o da tabi ihtimaller arasında. 

DOST SİGORTA’YI YOK ETMEK İÇİN YAPILDI

-Eski MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat: O dönem MÜSİAD’ın genel sekreteriydim. Dost Sigorta, Işık Sigorta’dan sonra dindar bir kesimin ikinci sigorta şirketi kurma girişimiydi. Dost Sigorta’yı kuran yöneticiler daha önce Işık Sigorta’yı kuran arkadaşlardı. Açılan davalar uzun yıllar devam etti. Şirketin faaliyetleri donduruldu.
 
BİR MEKTUPLA BAŞLATILDI
 
Dost Sigortanın kurucularından, dönemin MÜSİAD Kayseri Şube Başkanı Mustafa Tekelli: Biz 16 işadamı ticari bir şirket kuralım derken, gecenin dördünde apar topar toplanıp Ankara’ya götürüldük. Genel müdürlerimiz Işık Sigorta’dan ayrılmış şahıslardı. Modern ve şeffaf bir kurum olmasını istedik. Biz bununla uğraşırken terörle mücadeleden bizimle görüşmeye gelindiğini duyunca çok şaşırdık. Kayseri’den, Bursa’dan, Adana’dan arkadaşları toplayıp bizi sorguya çektiler. Hangi partiye kayıtlı olduğumuzu sordular. Ben ve birkaç arkadaşın gözünü bağlayarak sorguya çekildik. 8 gün sonra çıktık. Bana bir ihbar mektubu gösterdiler. El yazısıyla yazılmış bir mektuptu. İmzasız ve isimsizdi. Kimin yaptığını düşündük. O kadar yakınımız ki, Işık Sigorta’yı hiç düşünmedik. Bize bu şekilde duyumlar geldiyse de biz ihtimal vermedik. Hiç kondurmadık. Biz onlara yardım ediyor, gazetelerini alıyorduk. Bir ay sonra Dost Sigorta mağdurları olarak Hanefi Avcı’yla görüşmeye gittik.  İhbar mektubundan bahsedince “Polisler ihbar mektubunu kendileri yazar” dedi. Kafalarına takılan, menfaatlerine dokunan, ayaklarına dolanan kişi, şahıs, kurumları dinlemiyorlar, kazıyıp atıyorlar. İhbar mektubuyla polis görevini yapmış oluyor ve sonra uygun bir savcıya sevk ediyor. Nuh Mete Yüksel’den daha uygun bir savcı olabilir mi o zaman? Daha sonra paralel yapı uygun bir mahkeme öngörüyor. Şimdi konuşuluyor gündemde, bizim de başımıza bu geldi diyoruz. 3 dava açtılar, 3’ü de kendiliğinden düştü. Tamamen yıldırmak için. Zaten Hanefi Avcı da söyledi. “Sizi korkuttular, şirketi de yok ettiler. Biz buna dolaylı ceza deriz. Çıktık diye seviniyorsunuz ama sizin hedefiniz olan şirket gitti, cezalandırıldınız” dedi. Görünen o ki, bizim derdest edilme şeklimiz paralel yapının yöntemleriyle çok uyuşuyor.
 
DUYDUK AMA İNANMADIK
 
-Eski MÜSİAD Başkanı Erol Yarar: Operasyonun ardında Işık Sigorta’nın olduğuna dair spekülasyonları biz de zamanında duyduk ama elimizde delil olmadan kimseyi zan altında tutmak istemedik. Böyle bir şeye ihtimal vermek istemeyiz. Bu üzücü bir bilgi olur eğer doğrulanırsa. Ama bu operasyonun ardında Işık Sigorta’nın olduğuna dair duyumları çok yerden aldık. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz derler. Ama kesin bir belge elde etmeden bu böyledir demek bize yakışmaz. O dönemin gazetelerini iyi incelemek lazım. Kimler buna karşı çıkmış, kimler sessiz kalmış. Türkiye’de son zamanlarda ortaya çıkan olaylar gösteriyor ki ummadığımız bazı insanlar umulmayan hareketler içindedir. Türkiye’de artık hiçbir şeye şaşırmıyoruz.