19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Emine Ülker Tarhan'dan Kılıçdaroğlu'na çok sert sözler

Anadolu Partisi'ni kuran Tarhan'dan eski liderine çok ağır sözler :Bir hesap uzmanı bu kadar hata yapar mı?

AA24 Kasım 2014 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Emine Ülker Tarhan'dan Kılıçdaroğlu'na çok sert sözler

Anadolu Partisi Kurucu Genel Başkanı Emine Ülker Tarhan, "Partinin bölünmesi söz konusu ise bunun sorumlusu kim herkes biliyor, hangi kararlar, hangi dışlayıcı tutumlar, hangi disiplin tehditleri, hangi çifte standartlar, hangi hesap hataları... Bir hesap uzmanı bu kadar hesap hatası yapar mı? Yaptı işte" dedi.

Tarhan, AA muhabirine, CHP'den istifa süreci, Anadolu Partisi'ni neden  kurduğu, hedefleri ve güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"CHP'yi böldüğü" yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine  Tarhan, "Halk nezdinde CHP'yi bölecek kadar etkiliysem, CHP bunu yeni mi fark  etti? Yok eğer hiçbir etkim yoksa, neden bu sorular bana yöneltiliyor?  CHP  iktidara yürüyordu da partiden ayrılmam sonucu yolu mu tıkandı?" dedi.

"CHP'nin yönetiminden bir kişi gösteremezsiniz ki 2015 seçimlerinde  CHP'nin iktidar olacağına inansın" ifadesini kullanan Tarhan, şöyle devam etti:

"Partinin bölünmesi söz konusu ise bunun sorumlusu kim herkes biliyor,  hangi kararlar, hangi dışlayıcı tutumlar, hangi disiplin tehditleri, hangi çifte  standartlar, hangi hesap hataları... Bir hesap uzmanı bu kadar hesap hatası yapar  mı? Yaptı işte.  Türkiye olağanüstü bir dönemden geçerken, AKP Anayasayı  değiştirecek çoğunluğa ulaşmak için var gücüyle çalışıp, Cumhuriyet ile  hesaplaşmaya kalkışırken, bunu önemsemeyen bir parti, kendi içinde bütünlüğü  sağlama becerisini gösteremeyip, 'beni bölüyorlar' diye çığlık atıyorsa, bunda  bir terslik var demektir. Gücünüzü iktidara göstermelisiniz. Yoksa parti içi  koltuk kapma yarışları, başarısızlık bekleyip, pusuya yatan kurmaylar derken  sürekli metastaz yapan kanser hücrelerine dönersiniz. CHP'nin içinde her şey, ama  her şey AKP'nin isteği doğrultusunda dizayn edilecek, buna itiraz ettiğiniz zaman  da 'partiyi bölme' diye suçlanacaksınız. Bu kabul edilemez."

Türkiye'nin evrildiğini, muhalefetin yine kaybedeceği belli olan bir  seçim ortamına girdiğini savunan Tarhan, "Oysa yeni bir partinin Meclise girmesi  halinde AKP iktidardan düşebilir. Meclis aritmetiği tamamen değişir" iddiasında  bulundu.

"CHP'den başka istifalar olabilir mi?" sorusuna "Onu CHP  yöneticilerine sorun, ben bilemem" yanıtını veren Tarhan, "Genel seçimlerde  başarısız olunması durumunda Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlıkta kalma şansı  nedir?" yönündeki soruyu ise "Şu anda genel başkanlık için sıraya girmiş çok  sayıda yönetici olduğu söyleniyor, ama ben artık CHP'yi konuşmak istemiyorum"  değerlendirmesinde bulundu.

İstifasına CHP içindeki tepkiler

İstifasına CHP içinden gelen tepkiler ile Genel Başkan Yardımcısı ve  Parti Sözcüsü Haluk Koç'un "Ana gövdeden ayrılan başarılı olamaz" sözlerini de  değerlendiren Tarhan, "Rahmetli ?Karaoğlan Ecevit nasıl üretimsizliğe, kronik  muhalefet anlayışına dayanamamış, katlanamamış, sonuçta ana gövdeden ayrılmıştı,  hatırlayın.  Sonra bir halk hareketiyle iktidara yürümüş, Başbakan olmuştu,  galiba bunu unutmuşlar. Ya da unutmak istiyorlar" dedi.

Kendilerinin kuruluşunun da benzer bir halk hareketi olduğunu  yorumlayan Tarhan, CHP parti yönetiminin gücünü halktan alan her şeye parmak  sallayıp, küçümsediğini savundu.

 Kendisine yönelik CHP içinden "dünkü çocuk" eleştirilerine de yanıt  veren Tarhan, "O sözleri söyleyenler, parti binalarında boş boş sohbet ederken,  darbenin meclislerinde yer alırken, ben Anadolu'nun dört bir yanında ve tozlu  yollarında binlerce insanla birlikteydim" açıklamasını yaptı.

Hem iki çocuğunu büyütüp hem de çalıştığını anlatan Tarhan, "siyasetle  ilişkisinin, ceket iliklemekle başlamadığını" söyledi.

Küçük bir çocukken, babasının çalışmaktan şişmiş, yara olmuş ellerini  iyileştirmeye çalışırken siyasetle tanıştığını belirten Tarhan, "Boş konuşmakta  onlarla yarışamam, ancak çok çalışmaya ve halkını tanımaya gelince onlara  öğreteceğim çok şey var.  Mustafa Kemal Atatürk, Milli Mücadele'yi başlattığında  bu sözü söyleyenlere göre 38 yaşında bir 'dünkü çocuktu' öyle mi? Peki, ben böyle  'dünkü çocuk' olmayı tercih ederim" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu'nun MİT'le ilgili açıklaması

Tarhan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun MİT'e yönelik  iddiaları ve parti içindeki "ulusalcı" diye tabir edilenlere yönelik uyarısını da  değerlendirdi.

"Geçen yıl MİT'in beni de izlediği ve hedef aldığına ilişkin belgeler  bizzat kendisi tarafından basına duyurulmuştu" diyen Tarhan, şu görüşleri  savundu:

 "MİT'in iktidarın silahı gibi kullanılıp, diğer partileri izlemesi  elbette kabul edilemez. Buna çok sert ve somut bir karşılık vermek, kuşkusuz  gereklidir. Ancak açıklamanın ikinci kısmını sorunlu buluyorum. Özellikle de bazı  milletvekilleri üzerinden bir ayrıştırmaya girerek bir konsolidasyon sağlama  çabası bana çok tanıdık geliyor. Örneklerini sıkça gördüğümüz tipik AKP algı  yönetimi… Bir taşla iki kuş vurma çabası, bulanık, kirli siyaset anlayışı, oysa  yeni bir Erdoğan'a ihtiyaç yok ki...  Rıza Türmen 'bizi karıştırmak için MİT'e ne  hacet?' mealinde de bir cevap verdi zaten. bir cumhuriyet karşıtına  cumhurbaşkanlığını hediye edenler yine yanlış yapıyorlar. Böyle muhalefeti hangi  iktidar istemez ki? CHP'den niye ayrıldığımı hala soran olur mu dersiniz?"

 Batum'un YDK'ya sevki

Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum'un kesin ihraç istemiyle Yüksek  Disiplin Kurulu'na (YDK) sevkine de değinen Tarhan, siyasette iki tür yönetici  olduğunu anlattı.

Tarhan, "Kimileri parti içi sorunları olgunlukla ve lider kimliğiyle  çözer, her bir farklı düşüncenin değerli olduğunu hissettirip,  barışı egemen  kılmayı ve hedefe odaklanmayı tercih eder. Kimileri  de kendi öz çocuklarını  'hastalıklı' olmakla suçlar, masalara yumruklar savurup, 'acımayacağım'  tehditleriyle tasfiye de tasfiye diye tutturur. Sanki yüzde 50 oy alıyormuş,  sanki birlik beraberliğe ihtiyacı yokmuş gibi" dedi.

Tarhan, partisinin siyasetteki hedeflerini de anlattı. Bu ülkenin  yıpratılan tüm değerlerini onarmak için yola çıktıklarının altını çizen Tarhan,  şunları söyledi:

"Özellikle de iktidarın hedefine koyduğu Cumhuriyet değerlerini,  çağdaş ulus devleti, kadın erkek eşitliğini, emeğin kutsallığını ve doğayı  yeniden hatırlatmak için. Bakın biz diyoruz ki adaleti, özgürlüğünü yitirmiş,  ulusal hassasiyetleri çiğnenmiş, ekmeği elinden alınmış, madenlerde ölüme mahkum  edilmiş, gözü gibi baktığı canım zeytin ağaçları kesilmiş, 12 yılın sonunda bir  karanlığa mahkum bırakılmış milyonlara yakın hissediyoruz biz kendimizi. İktidar  tarafından yaşamları, muhalefet tarafından umutları elinden alınmış herkestir  Anadolu…Türkiye'nin kutuplarından sadece bir tarafı ile anılmak istemiyoruz.  Ayrışarak küçülen bir Türkiye'de değil, birleşerek büyüyen bir Türkiye'de iktidar  olmak temel hedefimiz."

"Çözüm sürecine bakışları"

Çözüm süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan Emine Ülker Tarhan, silah  bırakılmadan yürütülen bir sürecin sadece terör örgütünü güçlendireceğini  söyledi.

İktidar partisinin muhatabını yanlış seçtiğini iddia eden Tarhan,  "Sorunun terör örgütüyle değil, özgür iradeli siyasetçiler, STK'lar yani 'bizim  sorunlarımız var' diyenlerin meşru temsilcileriyle birlikte çözülmesinin yolları  zorlanmalıdır" dedi.

Alevilerin talepleri ve kadınlara yönelik projeleri

Alevilerin taleplerine de vurgu yapan Tarhan, "Aleviler 'cemevleri  ibadethane olsun', 'zorunlu din dersi olmasın' diyorsa, aksine zorlayamazsınız.  İnancın kaynağı rızadır. Devlet bu taleplere ihtiyaca göre kulak vermeli bir an  önce çözüm bulmalıdır. Bu sorun, çoğulcu demokratik anlayışla çok basit birkaç  adım atılarak çözülebilir" değerlendirmesini yaptı.

Parti yönetiminde ve her kurulda kadınların erkekler kadar ağırlığının  olacağını bildiren Tarhan, kadının bürokrasi, sivil toplum, yargı ve üretime  aktif katılmasını istediklerini söyledi.

  Kurucu genel başkanlığını yaptığı partilerinin 30 Kasım'da kongreye  gideceğini bildiren Tarhan, yüzde 10'luk seçim barajı sorunlarının olmadığını da  ileri sürdü.