24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Erdoğan: 28 Şubat post-modern 17 Aralık dost-modern

HSYK’nın referandum sonrası gösterilen iyi niyeti fırsat bilip fiilen yürütme ve yasamanın üstüne çıkmaya çalıştığını belirten Erdoğan, seçim ayarlı operasyon için, “28 Şubat post-modern darbeydi, bu da ‘dost-modern’ darbe” dedi.

Elif Çakır/Malezya11 Ocak 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Erdoğan: 28 Şubat post-modern 17 Aralık dost-modern

ERDOĞAN, HÜKÜMETE YÖNELİK DARBE GİRİŞİMİNİN ADINI KOYDU

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Japonya, Singapur ve Malezya ziyaretinde kendisine eşlik eden basın mensuplarıyla gezinin değerlendirmesini yaptı. Erdoğan, Japonya ile enerji, altyapı ve uzay teknolojisinde; Singapur’la liman işletmeciliğinde, Malezya ile ise, özellikle enerji sektöründe işbirliğinin güçlendireceğini bildirdi. Erdoğan bu açıklamanın ardından gündeme ilişkin soruları cevapladı.

BANKAYA GİRDİĞİ HALDE ‘KARA PARA’ DİYORLAR

-Ekonomik göstergeler, kırılganlık endişesi gösteriyor mu?

Endişem yok. Çok daha iyi olacak. Gösterge faizi 10.40’dan 9.79’a indi. Bunlar iklim koşulları gibidir. Tabanınız, bünyeniz sağlam olursa, birşey olmaz. Böyle Gezi’yle şununla bununla bizim sağlam bünyemize birşey olmaz. Ekonomimizle oynayamazlar, oynatmayız. Dönüşte özellikle finans sektöründeki aktörlere de mesajlarımızı vereceğiz.

Bence en büyük sıkıntı yargı vesayeti... Türkiye’nin en saygın firmalarının düştüğü durum ortada. Devletle ilişkilerinden ötürü değil, yaptıkları alışveriş ve iş için insanları sıkıntıya sokuyorlar. ‘Kara para aklama’ diyorlar. Neye göre kara para? Bence para bankaya girip, bankadan çıkıyorsa, ona kara para diyemezsin. Biz iki kez vergi affını niye çıkarttık? Çünkü, para ya yastık altındaydı ya da yurtdışında. Onu sisteme çekmek için bu düzenlemeleri yaptık. Yargı bunu niye yapıyor? Vatana ihanetten başka dertleri yok. 3’üncü Havaalanı, 3’üncü Köprü istenmiyor, çünkü, ulaşım sıkıntısını çözeceğiz. Çözmemizi isterler mi? Yargının takıntılı tavrına hiçbir şekilde güvenemiyoruz.

VÜCUT TOPARLANINCA O VİRÜSÜ TEMİZLER

-Bu süreçte büyük resmin tamamının ortaya çıktığını düşünüyor musunuz?

Hayır. Ortaya çıkacak daha çok şey var. Bir bedene giren virüs misali... Virüs biliyorsunuz bir vücuda girer, uzun süre yerleşir ve orada kendine yer edinir. Ama vücut sonra o virüse karşı kendisini toparlar, ve bundan sonra da o virüsü yok eder.

-HSYK’nın 66 sayfalık son açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tıpkı Danıştay olayı gibi. HSYK kanunun 138. Maddesini çalıştırıp, Anayasa Mahkemesi’ne güya ön alıyor. Psikolojik baskı girişimidir bu. Bu defa da HSKY’da yeni düzenlemenin Anayasa Mahkemesi’ne gideceğini varsayıp oraya gözdağı vermeye çalışıyorlar.

O SAVCI DÜRÜST DEĞİL YARGI TEMİZLENMELİ

-Savcı Zekeriya Öz’ün sizi hedef alan açıklamaları hakkında ne düşünüyorsunuz?

O savcı dürüst değil. Kalkıp benim kendisine yüksek yargıdan birilerini gönderdiğimi söylüyor. Ben böyle birşey yapmam. Buna gerek olsa ben konuyu Adalet Bakanımla ya da müsteşarıyla konuşurum. Yurtdışı seyahatlerine ilişkin kayıtların hepsi ortada. Kurcaladıkça başka şeyler de ortaya çıkabilir. Yargı önce kendi içinde temizlik yapmalı.

-Peki 2002-2009 arasında Ankara’da sanki hiçbir şey olmamış gibi bir algı çıkar mı?

Çok uzağa gitmenize gerek yok. AK Parti’nin kapatılması teşebbüsünü hatırlamak bile yeterli. Anayasa Mahkemesi yeterli sayıya ulaşamadığı için 20 trilyon ceza aldık. İnsan çıldırır. Vatanı mı sattık? Karar gerekçesinde öyle bir laiklik tanımı yapmışlar ki, getirmişler başörtüsüne bağlamışlar.

YENİDEN YARGILAMA HAKSIZLIĞA UĞRAYANA

-HSYK düzenlemesini siyasetin yargıya müdahalesi olarak yorumlayanlar var?

Referandumda iyi niyet gösterdik. HSKY’yı bağımsız yaptık. Fırsat bildiler. Yargı kimilerine göre şimdi fiilen yürütme ve yasamanın üstüne çıktı.

-90’lı yıllara ‘faili meçhul yıllar’ diyoruz. Ya da diğer darbe dönemlerini ‘zor yıllar’, ‘karanlık yıllar’ gibi isimlerle anıyoruz. Son süreci siz nasıl adlandırıyorsunuz?

Kimilerinin dediği gibi 28 Şubat post-modern darbeydi, bu da ‘dost-modern’ darbe.

-Yeniden yargılama, ‘darbeciler er geç hesap verir’ imajını zedeler mi?

Hakkın zayi olmamasına ilişkin, haksızlığa uğramış olanlara yönelik bir süreç bu.

REYHANLI’DA DURANLAR ADANA’YA KOŞUP GELDİ

-El Kaide’nin Suriye ve Irak’taki faaliyetleri için ne düşünüyorsunuz?

Anamuhalefet bizi El Kaide ve El Nusra’ya iliştirmeye çalışıyor. Halbuki El Kaide gibi örgütlere karşı en kararlı mücadeleyi veren biziz. Adana’daki o savcı, TIR olayından önce Reyhanlı’daki olaylarda konuya el koymaktan kaçınan savcıydı. TIR olayında ise kalkıp Adana’dan koşarak geldi.

-Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması konusunda bir düşünceniz var mı?

Bir çalışma yapıyoruz. Aslında yargının önce kendi içini temizlemesi lazım. Bu iş benim başıma geldi. Ziya Gökalp’ten bir şiir okudum yargı beni içeri aldı. Yüksek yargıdan birisi rüşvete karıştı ama onu bıraktılar.

Yargı referandumu fırsat bildi

-Ergenekon ve Balyoz dahil olmak üzere yeniden yargılamanın kapsamı ne olacak?

Yeniden yargılama 17 Aralık komplosu ile ilgili değil. Kuru-yaş meselesi. Mesela Genelkurmay Başkanımız İlker Başbuğ. Ona ‘terör örgütü lideri’ derseniz felakete yol açarsınız. Niye görevindeyken yapmadınız bunu? O zaman neredeydiniz sayın savcı? Dokunulmazlığı yoktu. Emeklilikten sonra mı önünüze geldi? Sivillerden en alt düzeydeki askere kadar herkesi kapsaması lazım. Biz herhalde burada katilliği tescilli olanların yeniden yargılanmasından da bahsetmiyoruz. Olay, Ergenekon ve Balyoz da değil. Bu işin sermaye ayağı medya ayağı da var. 28 Şubat’ta medya ve sermaye ayaklarına dokunulmadı. Yeniden yargılamada onlar da gündeme gelecek. 28 Şubat’ta medya hükümet indiriyordu. Şimdi ‘AK Parti’yi nasıl indiririz’ toplantıları yapıyorlar. Yargı erki son referandumla yürütmeye müdahale gücü elde etti ve uygulamaya başladı.