14 Mayıs 2024 Salı / 7 Zilkade 1445

Erdoğan: TÜBİTAK'ta devletin kriptolu telefonlarını dinliyorlar

Oğlu Bilal Erdoğan ile kendisi arasında geçtiği iddia edilen ses kaydıyla ilgili ilk kez konuşan Başbakan Erdoğan, kasetin uydurma olduğunu söyledi. Erdoğan “Bu, Başbakan’a yapılmış alçakça, haince bir saldırıdır. Bunu kimsenin yanına bırakmayacağız” dedi. Erdoğan öte yandan 'TÜBİTAK'ta yeni bir yapılanmaya bakanımız şu anda gidiyor. Çok enterasan, devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar. Bu kadar bunlar alçak' dedi.

25 Şubat 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
Erdoğan: TÜBİTAK'ta devletin kriptolu telefonlarını dinliyorlar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan AK Parti grup toplantısında konuştu.

Gündeme dair açıklamalar yapan Erdoğan'ın sözlerinden öne çıkan başlıklar;

"Bu hafta Cuma günü 28 Şubat müdahalesinin 17. yıl dönümüne ulaşıyoruz. 28 Şubat vatandaşımıza, memurlara, öğrencilere yaptığı zulümle de her zaman hatırlanacak. Özellikle ekonomiye vurduğu darbeyle 2001 krizine zemin oluşurması açısından hiç unutulmayacaktır. 28 Şubat davası 28 Şubat darbesini küçümsemeye doğru gidiyor. Meselenin üzücü tarafı, 28 Şubat'ta milletimize bu zulmü yapanların aslında sokağa dahi yüzünün olmaması gerekir. En azından kendi vicdanlarında kendilerini sorgulayıp aynaya baktıklarında yüzlerinin kızarması gerekiyor. Ancak bu kişiler utanmazca yeni bir darbe girişime omuz veriyor. aynı medya aynı manşetlerle demokrasiye karşı saldırıya geçti. Aynı yazarlar aynı yüzsüzlükle milli iradeyi aşağılamaya başladı. 28 Şubat'ın işveren örgütleri bu son darbe girişimine destek vermeye, Türkiye'ye yeni bedeller ödetecek adımlar atmaya başladı.

27 Mayıs 1960'ta birileri çıktı, Türkiye'yi millet yönetemez biz yönetecğiz diyerek yönetime el koyduklar. 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta aynısını yaptılar. Yönetime el koyanlar iktidarlarını başka öevrelerle paylaştılar, İş dünyasıyla, medyayla STK'larla, elitlerle, çetelerle, CHP'yle diğer statüko partileriyle paylaştılar ama iktidarı milletle asla paylaşmadılar.

Biz 14 Ağustos 2001'de AK Parti'yi kurarak 'Türkiye'yi kim yönetecek' sorusuna kesin bir yanıt verdik, 'millet' dedik. 'Türkiye'yi sadece ve sadece millet yönetir' dedik. Türkiye'yi yönetme iradesini biz hiçbir çeteyle, sermaye grubuyla, medyayla asla paylaşmadık, paylaşmayız.

Türkiye'yi kim yönetecek sorusunu tekrar gündeme taşıyıp milletin iradesini gasp etmeye çalışanlar var. Bunlar o kadar pervasız ki son haftalarda köşelerinden milleti tekrar aşağılamaya başladılar. Toplanan onbinlerce kalabalığı koyun sürüsü diyecek kadar hayasını yitiren var. İşte 687 yıldır bu zihniyetteler, her seferind emilletten tokat yediler, bir türlü kendilerine gelemediler. Millet artık bunların ciğerini okuyor. Attıkları her manşetteki maksadını millet çok iyi görüyor. Takındıkları tavrı, omurgasızlığı millet çok iyi hissediyor.


*
Siz bu milletin seçilmiş başbakanını astınız, bu millet sizi asla affetmeyecek. Ben siyasi hayatımda Sivas'ı Yozgat'ı böyle görmedim, böyle bir miting yaptık, hamd olsun. Kütahya yine aynı... Millet artık kabına sığmıyor, 30 Mart'ı heyecanla bekliyor. Millet iftiralara itibar etmiyor. Millet bunların hakaretlerine itibar etmiyor, bu millet bunların darbe girişimlerini çok net görüyor ve cevabını veriyor.

17 Aralık komplosu millet iradesini gasp etme komplosudur. 12 yıldır AK Parti döneminde milletle iktidarı paylaşamayanlar son bir hamle yaparak iktidarı çalmak istemişlerdir, işte biz buna 'dur' dedik. İçeride ve dışarıda faiz lobisi rahatsızdı, terör lobisi, savaş lobisi rahatsızdı, CHP-MHP rahatsızdı, sermaye rahatsızdı, çünkü eskisi gibi tekel oluşturamıyor, faizden kazanamıyordu. Medya rahatsızdı, çünkü manşetler artık Türkiye'ye yön veremiyordu. Türkiye'nin hakkı söylemesinde Filistin, Suriye, Rabia, Mısır demesinden rahatsız olanlar vardı. Milletin iktidarda olmasından rahatsız olan bir de vaiz lobisi vardı, diledikleri gibi örgütlenemeyen, devletin içinde bir ur gibi çoğalmaya gayret eden, şantajları, komploları ortaya çıkan vaiz lobisi de milletinde iktidarından rahatsızdı. 17 Aralık'ta bütün bu rahatsızlar biraraya geldi. Milletten yüz bulamayanlar lobisi... İşte bunlar şu anda 'Türkiye'yi biz yöneteceğiz' diyorlar, hayır Türkiye'yi millet yönetecek. Varolduğumuz sürece milletin iradesini bunlara teslim etmeyeceğiz.

Dün akşam saatlerinde kendi kurguladıkları, dublajını kendi yaptıkları bir piyesi servis ettiler. Eteğinizde ne varsa dökün diyorum, ama bunlar gidiyor alçakça montaj yapıp bunu servis ediyorlar. Uydurun da uydurmanın da bir ahlakı bir edebi var, bu kadar olmaz. 1 hafta 10 gün içerisinde biz de aynı şekilde bu teknolojiden sizlere izleyeceğiz, teknolojinin nereye geldiğini görmeniz bakımında bu çok önemli. Senaryo yazmak çok kolay, yapılan Türkiye Cumhuriyeti'nin başbakanına alçakça bir saldırıdır. Biz bunu da kimsenin yanına bırakmayız, bırakmayacağız.

Dün gazetelerde gördünüz, 7 bini aşkın değişik kesimlerinde sadece kendi kesimleri hariç, bütün insanları nasıl dinlediklerini gördünüz, bunların hepsi şantaj dosyalarıdır. Vakti saati geldiğinde bu şantajlar kullanılacak. CHP dünkü montajı gerçekmiş gibi lanse edecek, ey CHP siz kendi partinizde kaset siyaseti yapabilirsiniz, siz kasetle genel başkan gönderip kasetle genel başkan olabilrisiniz ama sizin kaset siyasetiniz AK Parti'ye sökmez.

Dün akşam CHP ve MHP yönetimleri olağanüstü toplantı yapmışlar, montajdan bir rant elde edebilir miyiz. Okyanus ötesinden atılan yemle bir şey yapabilir miyiz diyorlar. Aç tavuk kendini darı ambarında görür, avuçlarını yalarlar.
Biz bu gündeme teslim olmayacağız.

HESAPLARI TUTMADI

Ellerinden geleni yapsınlar, istedikleri montajı yapsınlar, son kararı millet verecek. 17 Aralık'ta yargı ve emniyet içindeki bir örgüt eliyle açıkça bir saldırı yapıldı. Hesapları şuydu; 17 Aralık ardından 25 Aralık saldırısıyla hükümeti saf dışı bırakacak ve bir kez daha iradeye el koyacaklardı. Ama hesaplar tutmadı. Vaiz lobisi yargı ve emniyetle vuracaktı, medya lobisi manşetlerle vuracaktı. Sosyal medyada twitler rüyalarda görülen senaryoya uyulup iki kat artırılacaktı. Faiz lobisi ekonomi kötüye gidiyor yaygarası yapacaktı. Terör lobisi silahla tehdit edecekti. Marjinal örgütler sokağa çıkacaktı, CHP, MHP siyaseten vuracaktı. AK Parti içinde de bazı tuzluklar da sırttan vurup hançerleyecekti. Kendilerince planları kusursuzdu. Herkes rolünü oynadı, ama bir şeyi unuttular, onların bir hesabı varsa milletin de bir hesabı var, Allah'ın da bir tuzağı var. Milletin hesabı Allah'ın takdiri galebe çaldı, ve tuzakları altüst oldu.

Başarısızlığı hazmedemiyorlar, ayakta duruyormuş gibi görünüyorlar. Rezil oldular, rezil olacaklar. Bu darbe girişimi hesapsız kalmaz. Önce millet sonra yargı bu darbe girişimin hesabını soracak.

TELEKULAK SKANDALI

Dün iki gazetede en büyük dinleme skandalı deşifre edildi. 2287 kişiyi dinlemişler, bunların bir kısmı defaatle dinlenmiş. Bu liste sadece bir soyaya ait, buna benzer onlarca dosyanın olduğu tahmin ediliyor. Asgari 3 yıl dinlemişler. Bunların çoğu hukuksuz, skandal. Hukuksuz olarak başlamış, öyle devam etmiş. HSYK, son değişimi İstanbul'da yapmamış olsaydı bunlar meydana çıkmayacaktı. Bu değişim neticesinde önlerinde bu dosyalar görününce gerçek ortaya çıktı. Ben zaten dinleniyordum, ama nedense birileri bunu anlamamakta direndi. Hükümetsiniz çözün dediğiniz kişiler şu anda devletin içinde memur olarak görev yapmaya başlamış kişiler. İnternet yasasını bunun için getirdiki MİT düzenlemesini bunun için getirdik.

KRİPTOLU TELEFONLARI BİLE DİNLİYORLAR

TÜBİTAK'ta yeni bir yapılanmaya gidliyor ve çok enteresan devletin kriptolu telefonlarını bile oradan dinliyorlar bu kadar bunlar alçak. Bir cumhurbaşkanı başbakanıyla konuşamaz, konuştuğu an bunlar dinleniyor. Değişiklik yapıldığı an bunu farklı yerlere çekmeye başladılar. Bunların izini süreceğiz, bunlar bu şekilde kalamaz. Yoksa bu ülkede ailelerin mahremi diye bir şey kalmaz. Eğer 17 Aralık darbesi gerçekleşseydi bütün bu isimleri toplayıp içeri atacaklardı belki de.

SAYIN BAYKAL SEN NİYE BEKLİYORSUN?

Dün gün boyunca darbe medyasından çıt çıkmadı, 17 Aralık darbesinin figüranı olan gazetelerden çıt çıkmadı. Neden susuyorlar? Neden bu dinlemeleri yapanlara bir çift söyleyemiyorlar? Bu dinlemelerin altındaki elebaşı bir açıklama yapınca bunu haber yaptılar. Kapalı kapıların ardındakini duyduk diyen siz değil miydiniz? Elinizde Buna benzer başka vakaların olduğunu itiraf eden siz değil miydiniz? Sen bu haberleri nasıl alıyorsun diye sordu mu bizden başka? Yargıya sesleniyorum, bu suç itirafını daha ne kadar duymazdan geleceksiniz? Sayın Baykal bütün bu olanlardan sonra hala sen niye bekliyorsun? O kasedi bunlar servis etti.

Yargı içinde bu paralel örgüte bu çeteye karşı yüreklice mücadele verecek hakim ve savcıların olduğunu biliyorum ve onlara güveniyorum. Susan herkes bu suça ortak olur. Hakimler ve savcılar da dinleniyor, çünkü onlara da tuzak kurdular. Biz yeni internet yasasını bu şantajın önüne geçmek için yaptık. Bu skandaldan ülkemizi yine biz düzlüğe çıkaracağız.

MİT YASASI

'MİT Başbakan'a bağlanacak' diyorlar. Dünyada istihbarat teşkilatları nereye bağlı? Dünyada MİT dediğiniz örgüt ya devlet başkanına ya başbakana bağlıdır. Bir başbakanın MİT gibi bir örgütü olmayan devlet devlet değildir. Bunlar bu kadar cahil.


*