26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

İç Güvenlik Reformu özgürlükleri koruyacak

Başbakan Davutoğlu: Özgürlüğün olduğu yerde güvenlik yaşanabilir hale gelir. Onun için ‘Özgürlerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu’ dedim. Biz özgürlük ve huzur olsun diye iç güvenlik reformu yapıyoruz.

23 Ekim 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
İç Güvenlik Reformu özgürlükleri koruyacak

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hak-İş Konfederasyonunun 39. kuruluş yıl dönümü etkinliği kapsamında düzenlenen 3. Emek Kısa Film Yarışması Ödül Töreni’nde konuştu. “Güvenlik dediğimizde sadece sokak güvenliğini kastetmiyoruz” diyen Davutoğlu, şöyle konuştu:  “Güvenlik dediğimizde iş güvenliğini de kastediyoruz ve iş güvenliğini herhangi bir güvenlik tedbiri gibi görmüyoruz. Aksine insanın en temel hakkı olan hayat hakkını teminat altına alan bir insan hakları meselesi olarak görüyoruz” dedi. Davutoğlu, şöyle devam etti: “Özgürlüğün olduğu yerde güvenlik yaşanabilir hale gelir. Onun için açıkladığımız pakete özellikle ve bilinçle bizzat ‘Özgürlerin Korunması ve İç Güvenlik Reformu’ dedim. Biz özgürlüklerin korunması için, huzur olsun diye iç güvenlik reformu yapıyoruz.”

İnsanlık onuruna saldırı

Davutoğlu, 6-7 Eylül’de Kobani bahene edilerek sergilenen şiddeti eleştirirken “Yakılan her bir iş yerinde, yakılan her bir araçta, her bir binada, ambulansta, kütüphanede, o kütüphanede yanan her bir kitapta insan onurunun temel dayanağı olan insan emeği vardır” dedi. Davutoğlu şöyle konuştu: “Bu talanı yapanlar, sadece o binalara hakaret etmiş olmadılar, o binaları yıkmış yakmış olmadılar, o eserleri yok etmiş olmadılar; insanlık onuruna da saldırmış oldular çünkü onların her biri insan emeğinin ürünüydü. İnsan emeğine saygı gösterenler, o emeğin ürünü olan eserlere de saygı gösterirler. Alın teri ile ortaya konmuş eserleri yüzlerce, binlerce on binlerce insanın alın teriyle ortaya çıkmış eserleri bir molotofkokteyliyle bir talanla ateşli silahlarla yakmak suretiyle yok etmek insanlık onuruna saldırmaktır.” 

Bu ülke büyüyecek

Ekonomik gelişmelere de değinen Başbakan Davutoğlu, 2008’deki küresel ekonomik krizden bu güne 5 milyon 700 bin vatandaşa iş imkanı sağlandığını anlattı. Davutoğlu, “Atina sokakları, Madrid sokakları, Londra, hele hele Paris sokakları işsizlerin, işini kaybedenlerin ya da ücret kaybına uğrayanların protestolarına sahne oldu son 4-5 yıldır. Bütün bu hengame içerisinde vatandaşlarının istihdam alanını genişletebilen tek Avrupa ülkesi Türkiye Cumhuriyeti’ydi. 2008’deki küresel ekonomik krizden bu güne 5 milyon 700 bin vatandaşımıza iş imkanı sağladık. Bu ülke büyüyecek, bu ülkenin nüfusu, ekonomisi büyüyecek ama en önemlisi bu ekonomiyi, bu nüfusu besleyecek olan şey bu toprakların helal rızka dayalı hayat felsefesi konuşacak, korunacak, geliştirilecek” diye konuştu.

İdealimiz çok kültürlü bir Ortadoğu

Başbakan Davutoğlu, “Eğer sürecin muhatabı olan kesimler üzerine düşeni yaparsa önümüzdeki birkaç ay içerisinde istenilen noktaya gelinebilir. Şimdi hep beraber bölgede kalıcı bir barışı inşa etmenin yollarını denemeliyiz” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, El Cezire televizyonuna verdiği röportajda çözüm süreci ve bölgesel gelişmelere yönelik açıklamalarda bulundu.

IŞİD’E DESTEK İDDİALARI Türkiye’nin IŞİD’e destek verdiği yönündeki iddiaları kesinlikle gerçeği yansıtıyor. Herkes bilir ki DEAŞ benzeri ülkelerden en fazla rahatsız olacak ülkeler komşu bir ülkedir. Türkiye’nin DEAŞ’den ne menfaati olabilir ama bunu yayarak Türkiye’nin ve Türkiye’de halkın iradesiyle iktidara gelmiş bir yönetimin uluslararası alanda meşruiyetini sarsmaya çalıştılar ve bu tür algı operasyonları hep gündeme geldi.

TÜRKİYE’NİN İDEALİ  Bizim bölgemizde hiçbir şehir, hiçbir mahalle tek ırka, tek mezhebe dayanmaz. Her şehrimizde ister bu İstanbul olsun, ister Bağdat olsun, ister Kahire olsun, ister Şam olsun, ister Kudüs, çok değişik ırkların, değişik kültürlerin bir arada yaşadığı şehirlerdir. Bu yüzyılda böyle olduğu gibi geçen yüzyılda da böyleydi, bin yıl önce de böyleydi. Şimdi Batı’daki kavmiyetçilik ve tek tip ulus oluşturma çabası maalesef bizim şehirlerimizi, ülkelerimizi, bizim bölgemizi böldü. Türkiye’nin ideali tekrar bu çok kültürlü Ortadoğu bölgesini oluşturmak ve korumak.

ESED ZÜLMEDENE KADAR Mezhep ve ırk ayrımcılığı Arap ülkelerini yönetir hale geldi. 5 sene önce biz Suriye ile vizeleri kaldırdığımızda, hala hatırladıkça üzülürüm, çok büyük bir hüzün dolar içime, Velid Muallim’le imzaladık. Geldik sınırda sınır taşını kaldırdık. Sınır kapısını açtık. Benim düşüncem şuydu: Bütün Suriyeliler kimlik bile göstermeden Türkiye’ye girebilsin. Bütün Türkler de kimlik bile göstermeden Şam’a gidebilsin ve bu kurulmuştu. Ta ki Beşşar Esed kendi halkına zulmedene kadar.  

SURİYELİLER ‘MUHACİR’ Suriyeli kardeşimizi Allah’ın bize bir emaneti olarak gördük. Bir ensar olarak onlara yaklaştık. Onlar muhacirdir, biz ensarız. Dolayısıyla 4,5 milyar doları aştı bizim yaptığımız harcamalar, ekmeğimizi paylaştık, aşımızı paylaştık. Biz büyük petrol zengini değiliz, büyük doğal kaynaklarımız yok. Halkımızdan aldığımız vergilerle Suriyeli kardeşlerimize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Fakat halkımızdan şimdiye kadar da hiç kimse ‘yanlış yapıyorsunuz’ demedi.

SIĞINMACILARA ÇALIŞMA İZNİ Suriyeliler’e, kendi helal rızıklarını kazanmaları için geçici çalışma izni vereceğiz. nşallah Suriye’ye barış geldiğinde evlerine dönerler. Sonra da Türkiye’ye dua ederler diye ümit ediyoruz. Mazluma uzanan el Allah tarafından bereketlendirilir. Suriyeli öğrenciler gibi Mısır’da darbe rejimi tarafından okullarından atılan öğrencilere de yardımcı olmaya çalışacağız.       

NEW YORK TIMES’IN HARİTASI New York’ta oturup böyle bir harita çizmek kolay. Bölgede böylesi haritaların yol açtığı veya yol açabileceği acıların bedelini ise bölge halkları öder. haritanın bütünleştirici bir harita olmasına evet, parçalayıcı, bölücü aileleri ve en yakın akrabaları birbirinden koparan acı dolu parçalanmış haritaya kesinlikle ‘hayır’ dememiz lazım.

İki aydır ilk defa evime gidecektim

Hak- İş’in düzenlediği ‘Emek’ konulu 3’ncü kısa film yarışmasında ‘Fıtrat’ en iyi film seçildi. Başbakan Davutoğlu ödül töreninde filmi, yönetmeni Suat Eroğlu ile sahnede ayakta izledi. Filmin barkovizyonda kısa sunumunun ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın film gösteriminin süresine müdahalede bulunduğunu iddia eden yönetmen Eroğlu, “Öncelikle hepinize teşekkür ediyorum, biz sizleri yaklaşık 2 saattir dinliyoruz ve hiçbir saygısızlıkta bulunmadık. Keşke siz de bizim 10  dakikalık filmimize müdahale etmeseydiniz” diye konuştu.  

Çocuklarıma söz vermiştim

Bunun üzerine Başbakan Davutoğlu da filmin tüm ekibini tebrik ettiğini, yönetmen Eroğlu’nun sitemini anlayışla karşıladıklarını dile getirdi. Eroğlu’na, sanatçı olarak da sitemini ifade edebileceğini belirten Davutoğlu, şöyle konuştu: “Ama bir ülkenin Başbakanı eğer senin filmini 12 dakika ayakta dinliyorsa seyrediyorsa ve şu anda o ülkenin Başbakanı günlerdir, iki aydır ilk defa evdeki çocuklarıma söz verdim. ‘Bu akşam yemekte sizinle beraber olacağım’ diye. İki aydır ilk defa akşam eve gidecektim, senin için buraya geldim.”

Saygımdan ayakta izledim

Eroğlu’nun “sitemim size değil” sözleri üzerine Başbakan Davutoğlu da “Olmaz” diye cevap verdi. Davutoğlu, “Ben bu toplumun ortak vicdanını temsil eden benim. Ben saygı göstermişsem herkes saygı göstermiştir. Ben sanata olan saygımdan dolayı ayakta izledim” ifadesini kullandı. Davutoğlu, daha sonra filmin oyuncularını da sahneye çağırarak ödüllerini verdi. Arınç da “Bir başbakan ki bu akşam iki ay sonra çocuklarına verdiği bir sözü yerine getirecek ama nezaketen ayakta ve arkadaşımızın yanında bu filmi izliyor. Benim sözlerimin o kadar beyefendiyi üzmesi ve kalkıp burada beni saygısızlıkla suçlaması doğru değil. Ben bunu hak etmedim” diye konuştu.  Konuşmaların ardından salondan dışarı çıkan filmin yönetmeni Suat Eroğlu, bir kişinin yumruklu saldırısına uğradığını ileri sürdü. Film ekibi de o esnada polisi arayıp şikayetçi olduklarını söyledi. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan iddialar üzerine “Bu kesinlikle bizimle ilgili bir şey değildir. Kim olduğunu bilmiyorum ama böyle bir şeyi asla onaylayamayız” diye konuştu.