23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

İkinci kez mağduruz

Mahkemede yaşananlar bizleri ‘acaba yapılan yargılamalar sadece göstermelik mi?’ diye düşünmeye sevk etti... Duruşmada ipin ucu kaçtı. Mahkeme heyeti tekrar ipleri eline almazsa 28 Şubat’ın mağduru bizler, ikinci kez mağdur edileceğiz...

Seda Çakmak14 Eylül 2013 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İkinci kez mağduruz

28 Şubat davasının görüldüğü Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde duruşmalar sırasında yaşananlar sürecin mağdurları ve davanın müdahillerini isyan ettirdi.  O süreçte çok karanlık günler yaşadıklarını ifade ederek yapılan hukuksuzlukların hesabını sormak için davaya müdahil olan mağdurlar duruşma salonunu tiyatro salonuna benzetti.

Duruşmalarda ciddiyet yok

Duruşmaların ilk gününden itibaren salonda duruşma disiplini sağlanamadı. Tutuklu ve tutuksuz sanıklar duruşma sürerken ayakta dolaştı, tutuklu sanıklar yakınlarının yanına gidip sohbet etti, CMK’ya göre duruşma salonuna yiyecek sokulması yasak olmasına rağmen sanıklar ve izleyiciler, kraker ve çerez yedi, bazı sanıklar iddianamenin okunması sırasında kitap okudu, bazı tutuklu sanıklar telefonla görüştü.

Tüm bu hareketlere Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Tayyar Köksal ve üye hakimler sessiz kaldı. Bütün bunlar tepkilere neden olurken, heyet üyelerinin adliye korudorlarında “devran dönerse” şeklinde konuştukları ve bunun için sanık askerlere aşırı müsamaha gösterdikleri iddia edildi. Müşteki avukatları, hakimleri HSYK’ya şikayet etmeye hazırlanıyor.

Karanlık yapılara cesaret

28 Şubat mağdurlarından Hanife Gökdemir “28 Şubat darbecilerinin Ankara’da görülmekte olan davasının siyasetçiler, medya ve kamuoyu tarafından ilgi görmemesi karanlık yapılanmalara cesaret veriyor. Ergenekon davasında ‘darbe yapmaya teşebbüs’ iddiasıyla mahkeme tarafından hüküm giyen çeteler ortadayken, 28 Şubat’ta bizzat ‘darbe yapanların’ davasının gayri ciddi olarak takip edildiği izlenimi kamuoyunda kaygı oluşturmaktadır. Duruşmadaki tavırlar bize endişe veriyor” dedi.

Mahkemeyi sanıklar yönlendiriyorlar

Davanın müştekilerinden ASDER Başkanı Şahin Akdoğan, duruşmaların ilk gününden bu yana sanıkların mahkemeyi yönlendirdiğini kaydetti. Sanık avukatlarının savunma yaparken ‘tahliye olacak arkadaşlar var bir an önce iddianameye geçelim bunların tahliyesini geciktiriyorsunuz’ gibi sözlerle mahkemeye mesaj verildiğini vurgulayan Akdoğan, “Mahkeme böyle devam ederse sadece asker ayağının yargılanması da söz konusu olmayacak” diye konuştu.

28 Şubat sanıklarına kayırma mı yapılıyor?

Müştekilerden emekli Başsavcı Reşat Petek, “Yasalarda duruşma salonunda düzeni sağlama görevi direk mahkemeye verilmiş. Mahkemedeki ihlalleri görmemek doğru değil. Avukat, hakaret görüyoruz diyor mahkeme kayıtlara rağmen tutanak düzenlemiyor. Yargılamanın adil yapıldığının üzerine gölge düşmüş oluyor. Burada bir kayırma mı var diye sorgulanması gerekir” diye konuştu.

Mahkemeyi görünce ümitsizliğe düştük

Emekli Yüzbaşı Ekrem Ata, “Mahkeme başladığında umudumuz vardı. Yıllar sonra da olsa hakkın yerde kalmayacağına olan sevinçlerimiz vardı. Ama mahkeme başladıktan sonra yaşananları görünce bu duyguların yerini karamsarlık aldı. Adalete olan güven duygumuzu kaybetmek istememekle beraber yaşananlar ister istemez bizi ümitsizliğe sevk etti. Şahsen göstermelik bir tiyatro mu kuruldu diye düşünmeye başladık” dedi.

28 Şubat yargılaması gittikçe ciddiyetini kaybediyor

28 Şubat davası müştekilerinden BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, “Bu mahkeme 28 Şubat’ı yargılayamaz. Niye yargılayamaz çünkü işin ciddiyeti mahkemede görülmedi. Mahkemede kargaşa ve başı boşluk var. Sanıklar telefon görüşmesi yapılıyor isteyen istediği saatte dışarı çıkabiliyor. Sanıklar içerdeki insanlarla sıcak teması istediği zaman sağlayabiliyor. Mahkeme heyetinin bir inisiyatif kullandığını göremedim. İnisiyatifi kaybetmiş bir heyet var” dedi. Daha iddianame bitmeden tahliyelere karar verildiğini daha önce hiçbir davada görmediğini belirten Çayır “28 Şubat yargılaması gittikçe cıvıyor. Ciddiyetini kaybediyor. Yeni celselerde Mahkeme Heyeti işin ciddiyetini kavrayamazsa süreç kötüye doğru gitmeye devam edecek. Bir daha darbelerin yaşanmaması adına hukukun üzerine düşeni yapması gerekir. Bunlar yapılmazsa 28 Şubat davası beklentiyi karşılayamayacak. Heba edilmiş yılların yanına yeni yıllar eklenecek. Mahkeme heyeti ipleri yeniden eline almaz ve adaletli bir yargılama iklimi oluşturamazsa müştekiler zarar görmeye devam edecektir. Mağdurlar biraz daha mağdur edilecektir.” dedi.

En iyi bildikleri şeyi psikolik harp yapıyorlar

Mağdurlardan Aslan Değirmenci, davanın çok sahipsiz bırakıldığını söyledi.  Duruşmada yaşananlar ise tam bir ‘psikolojik harp’ olduğunu vurgulayan Değirmenci, “Sanıkların bir çoğu bu alanda uzman olunca mahkeme salonunda davranışları ile mahkeme heyetini etkilemeyi çok iyi biliyorlar. Rahatlar, laubaliler ve heyeti hiçe sayan hamleler gerçekleştiriyorlar. Kural tanımayanlara müsamaha gösterilmemeli” ifadesini kullandı.

Acaba sanıklar bir şekilde aklanıyor mu?

Emekli subay Selamettin Erdem “Verilen tahliye kararlarıyla sarsıldım. 28 Şubat davasında sanıkların mahkemedeki rahat tavırlar, adeta mahkeme ile dalga geçer tavırlar sergilemeleri, tutuklu sanıkların, telefon görüşmeleri yapmaları beni; ‘acaba yapılan yargılamalar sadece göstermelik mi?’ diye düşünmeye sevk etti. Yine hâkimin bu laubali davranışlara müsamaha göstermesi karşısında; ‘acaba sanıklar bir şekilde aklanıyor mu?’ demeye başladım” dedi.

Hakimler, zulüm ve işkenceleri unutmasın

Emekli Yüzbaşı Abdurrahman Yıldırım “Yargılananların sanki hiç suç islememişler, zulüm yapmamışlar, mazlum insanların işinden olmasına, psikolojik hastalıklara duçar olmalarına ve ailelerin parçalanmasına sebep olmamışlar gibi bir görüntü verilmesi beni ve ailemi çok üzüyor. 28 Şubat sürecinde zulüm gören hatta intihar eden aileleri dağılan, issiz kalan insanları dinlemelerini ve bu işe ciddiyetle eğilmelerini istiyorum” dedi.