25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Kürtlerin talebi PKK’dan farklı

SDE Başkanı Aktay: 80 yıllık ‘zulüm devleti’ni AK Parti değiştirdi. Kürtlerin talepleri karşılandı ama PKK’nınkiler farklı. Devlet ve PKK, savaşın dışındaki AK Parti’ye silah doğrulttu.

Erdinç Akkoyunlu 19 Aralık 2012 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Kürtlerin talebi PKK’dan farklı

AK PARTİ MKYK ÜYESİ PROF. AKTAY: AK PARTİ DEVLETİ DEĞİŞTİRDİ

Kürt sorununa ilişkin 1993 yılında Kürt siyasi hareketi tarafından ortaya konulan ‘Barış Çağrısı’ adlı çözüm önerileri başlıklarından pek çoğunun AK Parti’nin 10 yıllık iktidarı döneminde demokratik hak olarak hayata geçirildiğini ‘Türkiye’nin Demokratik Dönüşümü’ adlı çalışmada  tespit eden Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkanı ve AK Parti MKYK üyesi Prof. Dr. Yasin Aktay, STAR’a konuştu.

İşi yokuşa sürme iradesi var



“20 yıl öne Kürtler adına hak talep eden HEP’in 20 veya 23 maddelik bir listesi vardı. Bu listedekilerin hepsinin Kürtlerin kendi doğal kültürel haklarını oluşturduğunu söylemek, tabii ki mümkün değil. Bu listedeki bir kısım talepler Kürt olmayan, ülkenin gerçek anlamda demokratik bir hukuk devleti olmasını isteyen herkes tarafından kabul edilebilecek taleplerdi. Ancak bu taleplerin içeriği daha sonra başka türlü de doldurulurken o talep listesinde de bolca ifade edilen bir deyim Kürt ulusu tabiriydi. Kürt ulusu diye yola çıktığınızda, zaten Kürtlerin de Türkiye’nin de başına bunca iş açmış olan Türk ulusalcılığına simetrik bir yanlış talebinde bulunmuş oluyorsunuz. Hani ulusalcılık kötü bir şeydi? Türk ulusalcılığı Kürt sorununu doğurdu diyorsak Kürt ulusalcılığının nelere kadir olabileceğini Allah bilir. Doğrusu ya burada bilinçsizce bir talepkârlık söz konusu veya o bilinçlice işi yokuşa sürme iradesi söz konusu.”

BDP’ye rağmen yapılıyor

“AK Parti PKK’ya karşı misliyle mücadele ederken, Kürtlere hak ettikleri kültürel haklarını iade ediyor. Onun için ve aslında sadece onun için bunu yapmak kolay, çünkü ideolojik bir takıntısı yok bu konuda, aksine AK Parti’nin değerleri bu adımları atmayı gerektiriyor. Anadil eğitimi ve Kürt dilinin tanınması ve radyo televizyon yayınının önündeki engellerin kalkması hususundaki vaatler, daha AK Parti kurulduğunda programında yer almış konular. Dolayısıyla AK Parti ne yapıyorsa Kürtler için, insan hakları ufkunun ve değer yapısının gereği olarak yapıyor ve üstelik PKK’ya, BDP’ye rağmen yapıyor.”

İnkar ve asimilasyon dönemi bitirildi

“BDP de PKK da AK Parti’nin kendi değerlerinden motive olarak Kürtler için bir şeyler yapabileceği gerçeğini görmek istemiyor. Çünkü bu her ikisinin varlık nedenini ortadan kaldıran bir şey. Çünkü onların dayanmak istedikleri, kendilerini var eden hikaye Kürtlere sürekli olarak zulmeden, onları inkar eden ve asimile etmeye çalışan bir devlet ve bugün o devletin AK Parti üzerinden çalışıyor olması. Oysa AK Parti, Kürtlerin gerçekten de 80 yıl boyunca zulmünü görmüş oldukları devleti resmen değiştirdi. Devlet değişmez, sabit metafizik bir öz değildir. O da değişir, nitekim AK Parti eliyle asimilasyoncu, inkarcı devlet yerini bütün vatandaşlarını eşit gören, vatandaşlarının kültürel farklılıklarını bir zenginlik olarak gören ve herkesin insan hak ve özgürlüklerini garantiye, korumaya alan, vatandaşı için ve vatandaşı tarafından var olan devlet anlayışına bıraktı. Bu devlet kuşkusuz henüz belki de tam anlamıyla tamamlanmamış bir ideal, ama bu idealin ufku görünmüştür.”

PKK, KÜRTLERİ TEBA YAPMAK İSTİYOR

“Karşılanan talepler karşısında karşılanmamış olan talepler devede kulak mesabesindedir. Kürt kültürü, kimliği, dili her şeyiyle resmen tanınmış ve Kürtlük ülkenin olağan unsurlarından biri olarak siyasal toplumsal hayatımızdaki yerini almıştır artık. Bu saatten sonra Kürtlerin talepleri her ne ise bunu siyasal zeminde ifade etmelerinin, tartışmalarının, savunmalarının önünde hiç bir engel kalmamıştır. Ancak Kürtlerin talepleri derken BDP’nin veya PKK’nın talepleri diye bakmamak gerekiyor. Kürtlerin talepleri ile PKK’nın talepleri birbirinden çok farklı. Kürtler kendileri için bir şeyler talep ederken, PKK devletten Kürtleri kendine teba olarak talep etmektedir. Devletin Kürtleri PKK’ya teslim etme mecburiyeti yoktur ve teslim etmedi diye Kürtlerin sorununu çözmemiş olmakla suçlanamaz. Devletin Kürtlere verdiği hakları PKK zaten Kürtlere kullandırtmıyor. Çünkü PKK’nın Kürt halkı tasavvurunda kendi başına karar verebilecek bir Kürt yoktur. Kendi adına karar yetkisini PKK’ya devretmiş bir Kürt halkı tasavvuru vardır.”

PKK VE DEVLET AK PARTİ’YE SİLAH DOĞRULTTU

“Anadilde savunma hakkı, TRT Şeş gibi adımların atılmasını asla PKK’nın şiddet yoluyla elde ettiği bir kazanıma bağlamak mümkün değildir. Esasen PKK şiddeti devlet direncini asla geriletebilecek bir unsur olmadı. Aksine iki tarafın şiddeti birbirlerini besliyordu. Bu savaşa dur demek için savaşın dışındaki bir unsurun devreye girmesi gerekiyordu. AK Parti bu sistemin dışında bir parti olarak, iki tarafın şikeli savaşlarını durdurmaya çalışınca her ikisinin silahı da AK Parti’ye döndü. AK Parti kendi tabanı üzerinden halkın klasik devlet anlayışı tarafından işlenmiş bu ulusalcı anlayışını rehabilite etti diyebiliriz. AK Parti siyasi reformları yapmak bakımından da büyük fırsat alanları yakalamış durumda.”