19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Millet, hükümete çok güçlü güvenoyu verdi

AK Parti’nin yüzde 45.5 aldığı seçimleri değerlendiren Erdoğan, “Milletimiz hükümetimize çok çok güçlü bir güvenoyu vermiştir. 30 Mart seçimlerinde sadece partimiz, sadece Türkiye değil esasen bütün bölgemiz kazanmıştır” diye konuştu.

Mustafa Meydan/İstanbul5 Nisan 2014 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Millet, hükümete çok güçlü güvenoyu verdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 30 Mart seçimlerinde Türkiye’nin istikrar ve güvenden yana tercihini kulandığını belirterek “Milletimiz tartışılmaz, çok çok güçlü bir güvenoyu verdi” dedi. Seçim sonuçlarına itirazlarla ilgili Erdoğan, AK Parti’nin yaklaşık yüzde 46’ı CHP’nin de yaklaşık yüzde 28 oranında oy aldığını hatırlatarak  “Aradaki açık öyle kapatılır bir açık değil” diye konuştu.   

Türkiye değil bölge kazandı

Erdoğan, Azerbaycan’a hareketinden önce Atatürk Havalimanı’nda yerel seçim sonuçlarını değerlendirdi. Türkiye’nin istikrar ve huzurdan yana tercih kullandığını vurgulayan Erdoğan şunları söyledi: “Milletimiz hükümetimize çok çok güçlü bir güvenoyu vermiştir ve bu güvenoyu tartışılmazdır. Elbette sandıktan çok sayıda mesaj çıktı ancak bunlardan en önemlilerinden biri dış politikamıza olan destektir. Türkiye’nin dış politikası bir kez daha tam not almıştır.” İlk resmi ziyareti Azerbaycan’a yaparak, dış politikadaki öncelikleri de vurgulamış olduklarını belirten Erdoğan, “30 Mart seçimlerinde sadece partimiz, sadece Türkiye değil esasen bütün bölgemiz kazanmıştır. Türkiye demokrasiyi, hukuku, temel insan hak ve özgürlüklerini en güçlü şekilde savunmaya devam edecektir” diye konuştu. Erken seçim konusunun sorulması üzerine Erdoğan Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin birleştirilmesinin söz konusu olmadığını belirterek Köşk takviminin açıklandığını ve bittiğini söyledi. Erdoğan “Biz Türkiye’de normalleşmeden yana olduk. İstikrar nerdedir? İstikrar burdadır. Erken seçim asla” dedi. Erdoğan seçim sonuçlarına itirazlarla ilgili de “Erzurumlu Teyo pehlivanın hikayesini biliyorsunuz değil mi? Yenilmeye doymazmış. Şimdi bunların durumu böyle” diye konuştu. Erdoğan, “Samimi, dürüst olarak itirazlarınızı yapabilirsiniz, fakat bu eylemler niye? Ahlaki olmayan ifadelerle. Oralarda bile hala molotof, hava fişekler. Bunlarla niye” diye sordu.

Fark kapatılır gibi değil

İsim vermeden BDP’lilerin bazı il ve ilçelerde yaptıkları eylemlere atıf yapan Erdoğan “Silah tehditleri. Bunlar akıl almaz işler, böyle seçim olur mu? Aldıkları birkaç belediyede şimdi kaybediyorsa, buna tahammül edemiyor, silahlarla geri almanın mücadelesini veriyor. Böyle bir şey olamaz” dedi. Bazı hataların olabileceğini belirten Erdoğan, “Aradaki açık öyle kapatılır bir açık değil. Ortada yaklaşık yüzde 46 oy almış bir siyasi parti var. Diğer tarafta ikinci sıradaki partinin oy oranını görüyorsunuz, yüzde 27 küsur, yüzde 28 diyelim. Hala kalkıp biz yenilmedik, şurayı kazandık gibi kendilerini takdim etmenin anlamı yok” değerlendirmesinde bulundu.

Gerekçesi ansiklopedi gibi

Erdoğan, Ergenekon Davası’nın gerekçeli kararıyla ilgili soruya şu cevabı verdi: “16 bin sayfa. Bunu nerede inceleyeyim. Adeta bir ansiklopedi. Herhalde artık böyle bir ansiklopedi de çıkar. Ama şu anda ilgili arkadaşlarım bunun üzerinde biraz çalışma yapıyorlar. Bu çalışmadan sonra gerek merhum Ecevit gerekse bizim dönemle alakalı neler var, neler yok, bunları görme ve değerlendirme fırsatını bulacağız. Şu anda böyle bir şeyi, henüz fırsatı bulabilmiş değilim.”

Twitter kararına saygı duymuyorum

Başbakan Anayasa Mahkemesi’nin Twitter ile ilgili kararının hatırlatılması üzerine şunları söyledi: “Bu karara uymak durumundayız, onun için de uyduk. Ama saygı duymak zorunda değilim.  Saygı duymuyorum. Bu, hukuk yolları tüketilmeden Anayasa Mahkemesi’ne götürülmüştür. Usul yönünden Anayasa Mahkemesi’nin bunu reddetmesi gerekirdi. İkincisi özgürlükler yaklaşımını doğru bulmuyorum. Bu ticari şirkettir.  Bunun özgürlükle falan alakası yok. Şu anda Anaya Mahkemesi’ne bunca bekleyen dosyalar varken, iki gün içinde direkt kendilerine başvurulması üzerine bir karar almasını doğrusu milli bulmuyorum.”

‘Erdoğan Cuma namazı kılmıyor’ iftirası

Egemen Bağış’a ait olduğu iddia edilen ses kaydıyla ilgili bir soruya Erdoğan, “Biz arkadaşımızı bu tür uydurma, bu tür montaj, bu tür dublaj olaylarını yapanlardan daha iyi tanıyoruz.  Kendisine inanıyoruz. Mesela ben de Cuma namazını kılmıyorum biliyorsunuz. Benim için de bunu söylüyorlar. Kim? Aynı mihraklar... Biz Cuma namazının nerede, nasıl, hangi şartlarda kılınacağını onlardan çok daha iyi biliriz.  Artık hiç bir şeyden vuramadılar, her türlü iftirayı attılar, şimdi geldiler ‘Başbakan Cuma namazı kılmıyor’... Bunlar sahtekar ya...  Bunlarda takiye var, yalan var, her şey var, iftira var. Söylemeye gerek yok. (Soruyu yönelten Zaman gazetesi muhabirine) Bence siz yer değiştirin. Hiç durma oralarda.”

Başarılı AA paralel yapıyı rahatsız etti

Başbakan Erdoğan, muhalefetin Anadolu Ajansı’na  (AA)  eleştirilerinin hatırlatılması üzerine “AA’nın yayın politikasını hazmedemeyenler veyahut bu seçimlerdeki üstlendiği görevi hazmedemeyenler kendi rekabet alanlarının daralmasından rahatsız olanlardır” dedi. Birinci derecede paralel yapının rahatsız olduğunu kaydeden Erdoğan Bayburt’ta AA muhabirinin saldırıya uğradığını hatırlatarak medyanın buna sessiz kalmasını eleştirdi. Erdoğan, AA  Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün,  AK Parti Genel Merkezi’ne gelmesiyle ilgili şöyle dedi: “Neymiş ajansın Genel Müdürü genel merkeze gelmiş. Buna ancak ‘Hayda’ denir.  Diğer ajansların genel müdürleri, yöneticileri genel merkezimize geldiği zaman bir rahatsızlık olmuyor da AA’nın Genel Müdürü geldiği zaman niye rahatsızlık oluyor? Böyle saçmalık olmaz.”

Cumhurbaşkanlığını Abdullah Bey ile konuşuruz

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü seçimi için “Başbakan’la konuşuruz, bir karar veririz” dediğinin hatırlatılması üzerine Erdoğan şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımızın, ‘Bu konuyu aramızda müzakere ederek bir karara varırız’ kanaatini, ben de paylaşıyorum. Üç dönem kuralı partinin kuruluşunda, tüzüğümüze uzun istişareler neticesinde konulmuştur. Bunun Türkiye’de inanıyorum ki bir karşılığı var. Bu konuda kararı verecek olan merci Genel Kurul’dur. Böyle bir tüzük tadiline gidersek ancak böyle bir şey olabilir. Fakat benim kanaatim; tabi üç dönemden yanadır. Üç dönemle siyasi hayat bitmiyor. Üç dönemden sonra bir dönem ara ondan sonra tekrar devam etme şansı herkes için söz konusu.”