20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Başbakan Erdoğan: Sağduyu mesajı vermesek halk sokaklara dökülürdü

Hz. Muhammed’e hakaret içeren filmin ardından Türkiye’de Arap ülkelerindeki gibi şiddet olaylarının yaşanmama nedenini sağduyu çağrısına bağlayan Erdoğan, “Mesajınız yoksa halk sokağa dökülür” dedi.

Fadime Özkan17 Eylül 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Başbakan Erdoğan: Sağduyu mesajı vermesek halk sokaklara dökülürdü

AZERBAYCAN, Ukrayna ve Bosna-Hersek gezisinden yurda dönerken gazecilere konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Hz. Muhammed’e hakaret içeren filmin ardından yükselen gerilimi önleyebilmek için çaba harcadıklarını belirten Erdoğan, “Daha kuvvetli mesaj verelim istedik. Uluslararası medya olduğu için mesajımızı Yalta’dan tazeledik. Muhammed Mursi’nin açıklamaları da etkili oldu. Açıklamalarımızın ardından diğer liderler de benzer çağrılarda bulundu” dedi.

BM’de İslamofobia mesajı verecek

Erdoğan, Türkiye’nin inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınması için bir çabası olup olamayacağının sorulması üzerine, “BM’de bunu gündeme getirip önemli mesajlar vereceğim. Tahrik biçiminde olduğu zaman insanların kutsallarına, dini inançlarına saldırıların tanzim edilmesi konusunda uluslararası düzenlemelerin yapılması gerekir. Uluslararası hukuk noktasında değerlendirmeler yapılabildiği gibi ulusal hukuk açısından da bir şey yapılabilmeli. Türkiye olarak biz başı çekelim. Düşünce ve inanç özgürlüğü; farklı insanların özgürlük sınırına kadardır. 2004’te Varşova’da katıldığım uluslararası toplantıda nihai metne İslamafobia’yı nefret suçu olarak soktum. Uluslararası bir konferans işine girebiliriz. Medeniyetlerarası İttifak çatısı altında yapılabilir” diye konuştu.

‘Nefret suçu’ çalışması için Çelik’e talimat

Arap sokaklarını ayaklandıran şiddetli protestoya rağmen Türkiye’de durumun sakin olmasını sağlayanın verdikleri mesajlar olduğunu belirten Erdoğan, “Sizin mesajınız yoksa ne oluyor? O zaman halk sokağa dökülüyor. Son 10 senede aşırılıklar törpülendi. Bir anlamda paratoner gibi olduk, gaz aldık. Ulusal hukukta değerlere inançlara hakaretin nefret suçu kapsamına alınmasıyla ilgili Ömer Çelik’e talimat veriyorum hemen çalışmasını yapalım. Filmle ilgili değil, benzer hareketler için. Yasalarda muğlaklık varsa, onları açmak lazım. Bu konuda Türkiye dünyaya öncü olacak. Ben antisemitizmi insanlık suçu olarak ilan eden, halkının tamamına yakını Müslüman olan ülkenin Başbakanıyım. Ama Batı, İslamafobia’yı insanlık suçu ilan edememiştir, teşvik etmiştir” dedi.

En zengin Yahudi arabuluculuğa geldi

İsrail’in son dönemde artan arabuluculuk gayretlerine ilişkin de açıklamalarda bulunan Erdoğan, “İsrail, İslam dünyasında iyi bir yere oturamamıştır. Bir normalleşme sürecine girmesi için de gayretleri yoktur. Senin sadece Türkiye ile münasebetin var. Böyle münasebetin olan ülke yok ki. Gel bu münasebetini iyi tut. Sen kalkıyorsun böyle bir dostunu kaybediyorsun. Normalleşme için Yahudilerin dünyadaki en zengin adamını bana gönderdiler. Birkaç ay oldu. Neymiş? Normalleşme için arabulucu olacakmış. Dedim ki üç şartımız var: Özür, tazminat ve Gazze ablukasının kalkması. Yalnızlığa itildiler. Şu anda ciddi manada köşeye sıkıştılar. İran’la atışmalarına bakmayın, bu blöf. Ben şu anda İsrail’in İran’a saldırması gibi şu anda bir ihtimal görmüyorum. Obama devreye girdi, ben söyledim 3 madde. Putin devreye girdi, yine 3 madde. İngiltere devreye girdi 3 madde. Bu üç maddenin aynı anda yerine getirilmesi gerekiyor. Bu konuda ilk devreye giren isim Berlusconi olmuştur” dedi.

ABD, Suriye’de bekleneni yapmadı

Erdoğan, Suriye konusunda Türkiye’nin bir B Planı olup olmadığı hakkında ise şu açıklamaları yaptı: “Bizim BM Güvenlik Konseyi’nden netice arayışımız A Planı idi. O olmayınca biz ne yaptık? Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’nin de teklifiyle yeni süreci başlattık. Ama bu arada ara enstrümanlar da kullandık. ‘Rusya, İran, Türkiye üçlü çalışalım’ dedik. Bundan da netice alamadık. Putin, Medvedev ‘Dışişleri Bakanları çalışsın’ dedi. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’la Ahmet Davutoğlu görüştü. Söyledikleri şey şu: ‘Bu giderse kim gelecek?’ Ben, ‘Demokrasiyi konuşuyorsak, o giderse halk kimi isterse o gelecek’ dedim. Ama onlar kumanda edecekleri birini arıyorlar. ABD şu anda işe daha müdahil olmuş değil. Her yolu deneyelim. Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ve İran dörtlü olarak deneyelim. Bakalım ondan ne çıkacak? İran’la temaslarımız devam ediyor. ABD destekliyor desteklemeye ama, seçimler midir nedir bilemiyorum. Şu anda kendisinden bekleneni yapmıyor. CIA Başkanı, ABD Genelkurmay Başkanı ve bazı senatörler Türkiye’yi ziyaret etti. Türkiye’nin bölgedeki etkisi hepsi tarafından biliniyor. Aynı şey Rusya için de geçerli. Onlar da görüyor, İsrail de görüyor. Dünyadan elini eteğini çekemezsin. Sadece Suriye değil geneliyle alakalı.”

Kılıçdaroğlu’yla birşey konuşulmaz

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Afyonkarahisar’daki askeri üste meydana gelen patlamayla ilgili sabotaj iddiasına dair de, “Yargı ilk incelemelerden sonra ne dedi, ‘Şu ana kadar yaptığımız incelemelerde sabotaj emaresine rastlanmamıştır’ dedi. Anamuhalefet lideri ne diyor? ‘Bir el bombasıyla bu kadar kalın yapılmış deponun çatı çöker mi?’ Bu hangi zeka örgüsüyle ortaya çıkıyor? Bir el bombası olur mu? Binlerce el bombası var. Biri patladıktan sonra orada diğerlerini de patlıyor. Ben bu işi şu anda işin başında olan Genelkurmay Başkanımdan dinliyorum. Çıkıyor diyor ki ‘Ben emekli bilmem neden dinledim.’ Sen emekliden dinledin, ben orada inceleme yapan Genelkurmay Başkanımdan. Buyur savcı açıklama yaptı, ‘sabotaj ihtimali yoktur’ dedi. Erdoğan, CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un Oslo görüşmeleri için “Federasyon sözü verildi” iddiasıyla ilgili olarak da, “Çıksın bana şunu ispat etsin. Benim bilgim olmadan böyle bir şeyi bu adam yapacak, onu orada tutacağım. Bunlara 5 tane koyunu teslim edin çaldırır gelirler. Ben Genelkurmay Başkanımı dinlerken ‘Bir personel merak saikiyle fünyesi üzerinde olan el bombalarından birini eline almıştır, ondan olabilir’ diyor. Kılıçdaroğlu’yla birşey konuşulmaz” dedi.

Özel komutasında temizlik harekatı

ŞEMDİNLİ’DEKİ  operasyonu Genelkurmay Başkanı Necdet Özel bizzat oradaki karargahtan yönettiğini belirten Erdoğan, “Çok ciddi bir temizlik harekatı yapıyorlar. Köy korucularına da güven geldi. Hakkari-Yüksekova arasında bir köye geldiler. Köyün yakınında karakol var. Propagandaya filan geldiler. Köylüden yardım istediler. Karakol vadi gibi yerde. Onlar oraya baskın yapmaya çalıştılar. Bir karşı operasyonla tüm teröristleri güvenlik güçlerimiz herhangi bir kayıp vermeden 20 kişiyi etkisiz hale getirdi. Asker, sivil kaybı konusunda çok hassas. Şurada bir köy mü var? Mağaraya yakın yerlerde bakıyorsunuz terör örgütü göçebe evleri oluşturuyor ki, asker orayı vurmasın. İranlı yetkililerle yaptığımız görüşmelerde, ‘PKK’ya desteğimiz söz konusu değil. İşbirliğini sürdürmeye hazırız’ diyorlar.İran’la da istihbarat konusunda MİT Müsteşarımız yoğun bir çalışma içinde. Geçen gün oradaydılar. Onlar da algılasınlar. Biz belli şeylerin farkındayız. Teröre buralardan destek gelmiş” dedi.