26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

'Elektronik sigara, sigarayı bıraktırmıyor..'

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Tevfik Özlü, elektronik sigaranın, sigara bırakmada etkili olduğuna dair elde delil olmadığını söyledi. Sigara bağımlılığının farmakolojik ve davranışla ilgili olmak üzere iki boyutunun bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Özlü, elektronik sigaranın alışkanlığı pekiştirmekten başka bir şeye yaramadığını savundu.

Cihan12 Nisan 2013 Cuma 07:00 - Güncelleme:
'Elektronik sigara, sigarayı bıraktırmıyor..'
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Özlü, Türkiye'de son yıllarda sigarayla ilgili iyi bir mücadele verildiğini ve buna bağlı olarak kullanım oranlarında azalma yaşandığını belirtti. Ancak bu genel duruma rağmen gençlerin sigaraya başlama ya da kullanma oranlarında bir azalma olmadığını dile getiren Özlü, araştırmaların Türkiye'de sigaraya başlama yaşının 10–20 aralığında olduğunu gösterdiğine dikkat çekti. 20 yaşından sonra bir kişinin sigaraya bağımlı hale gelmesinin pek sık görülen bir durum olmadığını anlatan Özlü, "Bundan dolayı en çok korunması gereken yaş grubu, ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite dönemine denk geliyor. Riskin çok ciddi olduğu bu dönemde gençlerin sigaradan uzak tutulması ve sürecin iyi yönetilmesi lazım." ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Özlü, özellikle gençleri sigaradan korumak için yapılan yasal düzenlemelerin birçok ülkeye örnek olmasına rağmen, uygulamanın yeterince başarılı olamadığını söylüyor. Türkiye'de son 2 yılda 2 milyon 500 bine yakın kişinin sigarayı bıraktığını belirten Özlü, başlama yaşının ise çok iç açı olmadığını vurguladı. Daha çok sigaraya başlamanın önlenmesine yönelik çalışmalar yapılması önerisinde bulunun Özlü, "Bırakmak isteyenlere yardımcı oluyoruz ama insanların hiç sigaraya başlamaması daha önemli. O bakımdan 10-20 yaş grubunun iyi korunması lazım." dedi.Gençlerin sigaraya başlamasının ön önemli sebeplerinin başında yaşadığı çevrenin geldiğini ifade eden Prof. Dr. Özlü, şöyle konuştu: "Gençler, annesinin, babasının, öğretmeninin, arkadaşının, sokakta vatandaşın sigara içtiğini görüyor. Ardından merak ve özenti duygusuyla başlıyor. Akran baskısı ya da tepkisel nedenlerle başlayanların oranı azımsanmayacak boyuttu. Bunların aşılması için öncelikle ailelere ve öğretmenlere iş düşüyor. Öncelikle okulda eğitimciler, çocuğun ailesinde de anne baba sigara içmemeli. Toplumda özellikle rol model olabilecek insanlar kamuoyu önünde sigara içmemeli. Çocuklar bilinçlendirilmeli, özellikle merak, özenti ve sosyal baskıların etkisini kıracak duygu verilmeli. Bunu yaparken de sürekli 'sigara kötü bir şey içilmemeli' gibi herkesin bildiği şeyleri söylemek çok etkili olmayabilir. Biraz psikolojik ve pedagojik eğitimler içermeli. Çok konuşup gençlerde merak duygusu oluşturmamaya özen göstermeli. Net ve çocuğun psikolojisine uygun eğitimler olmalı. Bunlar yapılırsa gençlerin sigaraya kayması engellenebilir. Bu çalışmalar yapılırken, yasaklarla ilgili de denetim ekipleri de sorumluluklarını yerine getirmeli."

"ERKEKLERDE SİGARAYA BAĞLI ÖLÜMLERDE TÜRKİYE İLK SIRADA"

Dünyada insan sağlığını bu kadar çok tehdit eden başka bir şeyin olmadığının altını çizen Prof. Dr. Özlü, yılda 6 milyondan fazla kişinin sigaradan kaynaklanan hastalıklardan öldüğüne dikkat çekti. Özlü, bu ölümlerin 600 binini ise hiç sigara içmeyen, pasif içicilerin oluşturduğunu belirtti. Türkiye'de yılda 100 bin kişinin sigara içtiği, 10 bin kişinin de pasif içici olduğu için öldüğünü söyleyen Prof. Özlü, trafik, terör, ev kazaları, yangınlar gibi birçok nedenden ölenlerinin toplamın bile bu rakama ulaşmadığına değindi. Sigaranın Türkiye için çok ciddi bir sorun olduğunu dile getiren Özlü, Dünya Tütün Atlası'nda yayınlanan yeni verilere göre, sigaraya bağlı ölümlerin en çok görüldüğü ülkeler arasında Türkiye'nin yüzde 38 ile erkeklerde birinci sırada yer aldığını kaydetti. Özlü, kadınlarda ise bu oranın yüzde 6 olduğu bilgisini verdi. Kadınlardaki oranın kimseyi yanıltmaması uyarısında bulunan Özlü, "Erkeklerde sigara bırakma oranları artarken kadınlarda da başlama oranı artıyor. Bu da 20-30 yıl sonra kadınlarda sigaraya bağlı ölümlerin artacağını gösteriyor. Çünkü şu anda içmeyi sıfırlasanız, sigaraya bağlı ölümlerin sonuçları 20-30 yıl sonra ortaya çıkar." dedi.

"ELEKTRONİK SİGARANIN ETKİSİ KANITLANMIŞ DEĞİL"

Türkiye'de 16–17 milyon sigara içicisi bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, bunların yüzde 80'inin sigara içmekten memnun olmadığına dikkat çekti. Bu insanların sigarayı bırakmak için bir çare aradığını hatırlatan Özlü, bu pazarı görenlerin de sigarayı bıraktırmaya yönelik bir takım ürünler satmaya çalıştığını dile getirdi. Bu ürünlerin ne kadar etkili olduğu, gerçekten işe yarayıp yaramadığı hakkında hiçbir ilmi delil olmadığını belirtti. Sağlık Bakanlığı'nın ithalat ve satışını yasaklanacağı bildirilen elektronik sigaranın da sigara bırakmada etkili olduğuna dair bir delil olmadığı gibi alışkanlığın pekiştirilmesini sağladığını ifade eden Özlü, "Çünkü elektronik sigara ile parmağınızla sigara içme davranışının sürdürülmesi sağlanıyor. Biz bunu istemiyoruz. Biz sigara bırakmada asıl amacımız hem hastanın davranışsal bağımlılığını hem de farmakolojik bağımlılığını yok etmek istiyoruz. Sigaranın bir nikotine bağlı farmakolojik bağımlılık, bir de davranışsal boyutu var. Kişi bir daha sigaraya dönmesin diye biz onu da kırmak istiyoruz. Sadece farmakolojik boyutla değil, davranış boyutuyla da başa çıkılmasını istiyoruz. Elektronik sigara ise bunu devam ettiriyor. Hatta daha çok pekiştirmiş oluyor. Bu da tekrar sigaraya dönüşleri arttırıyor." ifadelerini kullandı.
Elektronik sigarada nikotin verildiğine de işaret eden Prof. Dr. Özlü, "Biz de sigarayı bıraktırırken nikotin replasmanı yapıyoruz ama bunu kısa süreli kullanıyoruz. Elektronik sigarayı ise yıllarca kullananlar var. Bizim istediğimiz, nikotini ilk 2-3 ay içerisinde tamamen kesmek. Amacımız nikotin kullanılmadan sigarının bırakılması. Nikotine devam ederek sigarayı bırakma ideal bir bırakma yöntemi değil. Onun için elektronik sigarının, sigara bırakma konusunda çok işe yarayan, çok ideal bir yöntem olmadığı açık ama işin içinde ticari boyutlar var, o nedenle fazla gündeme geliyor. Bakanlık da sanıyorum bu nedenle bazı tedbirler aldı, alıyor." dedi.