25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Sosyal medyanın yeni hastalığı Güzellik takıntısı

Facebook ve Instagram gibi sosyal medyada paylaşılan fotoğraflar ve selfie çılgınlığı takıntı hastalığında artışa yol açtı. Uzmanlara göre fotoğraflara yapılan olumsuz yorumlar gençleri estetik kaygılı yaptı.

Merve Engin24 Nisan 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Sosyal medyanın yeni hastalığı Güzellik takıntısı

Özellikle ergenlik çağındaki gençler arasında yaygın olan Facebook ve Instagram gibi mecralarda fotoğraf paylaşma ve selfie çılgınlığı beden imaj takıntısını da beraberinde getiriyor. Uzmanlar, sosyal medyada fotoğraflarını paylaşarak birbirleriyle güzellik savaşı veren genç kızların bir süre sonra kendilerinde hayali kusurlar gördüğünü belirtiyor. Vücudunun bir ya da birkaç bölgesini kafasına takan kişiler ise zamanlarının çoğunu kusurlarını düşünerek harcıyor.

Acımasız arkadaş yorumları

Beden imaj takıntısının özellikle ergenlik çağındaki genç kızlarda sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte artış gösterdiğini belirten Uzman Pedagog Nuray Erdemli şöyle konuştu: “Beden- imaj takıntısı insanın kendi bedeni hakkındaki yorumu ve algısı olarak tanımlanabilir. Bu yorum ve algı ise çoğu zaman ya çok küçük bir kusuru büyütmek ya da olmayan hayali bir kusura takılmak olarak karşımıza çıkıyor. Genel olarak baktığımızda erkek olsun kız olsun hiçbir ergen kendini beğenmez. Mükemmel diyebileceğimiz sınırlarda olan kişiler bile o dönemde mutlaka kendinde bir kusur bulur. Instagram, facebook gibi mecralarda sürekli kendini paylaşan ergenler ise bir süre sonra çevresindekilerle rekabet içine giriyor. Zaten ergen çağındaki gençler kendi içlerinde de çok acımasız oluyor. Paylaştıkları fotoğrafların altına çok kilo almışsın, beğenmedim tarzı yorumlar da bu takıntının artmasına neden oluyor.’’

Ergenlik döneminde vücudumuzda baş gösteren değişikliklere değinen Erdemli, “Fiziksel gelişim diğer dönemlere göre farklı seyrediyor. Önce eller, ayaklar ve bacaklar büyümeye başlar ve bu da bir orantısızlık meydana getirir. Bunun yanında ciltte sivilcelenmeler başlar. Erkekler kaslı vücuda sahip olmak isterler, kızlar ise sıfır bedene. Fakat ergenlik döneminde bu mümkün değildir. Çünkü ergenlik yağ oranımızın arttığı bir dönemdir. Araştırmalara göre batıda ergenler daha çok cilt, saç ve burun bölgelerine takılırken, Türkiye’de daha çok kalça, göğüs gibi kiloya yönelik takıntılara sahipler” dedi. 

Yaşından büyük makyaj

Kendisinde kusur gören ergenlerdeki bu algıyı değiştirmenin çok zor olduğunu belirten Erdemli, “özellikle basında ideal erkek tipi, ideal kadın tipi tarzı bilgiler gördükçe ve bu ideal tiplerde çizilen sınırlardan uzaklaşıldıkça kişiler işin içinden daha da çıkılmaz bir hale geliyor. Bu sefer bu kusurları başka şekilde kapatma eğilimi gösteriyorlar. Yaşlarına hiç uygun olmayan ağır makyajlar yapmaya  ve kıyafetler giymeye başlıyorlar. Saçlarını yaşlarına uygun olmayan renklere boyatıyorlar ve her şeyi çok çok abartı yaşıyorlar. Ergen erkekler ise ayakları aslında 39 numara ama ayakkabısını 43- 44 giyiyor. Kendisini büyük göstermeye çalışıyor.’’ dedi.

AİLE TAVRI ÖNEMLİ

Ailelerin ergenlik dönemindeki çocuklarına yaklaşımlarında dikkatli olmaları gerektiğini söyleyen Erdemli,  anne babalar çocuklarına iyi niyetli dahi olsa ‘çok yedin kilo alacaksın’, ‘boyun kısa kaldı süt iç’ tarzı davrandıklarında çocuk süt iç kısmına değil boyun kısa kaldı kısmına takılır ve boyunu takıntı haline getirmeye başlar.

Bu yüzden de ailenin söz ve davranışlarındaki dikkati bu süreçte çok önemli.’’ dedi. Erdemli beden imaj takıntısının uzun soluklu ve düzenli terapiyle tedavi edilebildiğini açıkladı.