26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Elazığ sanatçısını emekli yapmasın!

Harput Kalesi’nin eteklerine kurulu Elazığ’ı tepeden seyretmek ne kadar güzelse, 3. Harput Kültür ve Sanat Buluşmaları’nda Elazığlı sanatçılarla tanışıp kaynaşmak da bir o kadar güzel ve verimliydi. Ancak bir parantez açalım…

Bedir Acar21 Ekim 2014 Salı 07:00 - Güncelleme:
Elazığ sanatçısını emekli yapmasın!

Üçüncü Harput Kültür ve Sanat Buluşması’nın konuğu olarak Elazığ’daydık. Elazığ Yazar, Şair ve Güzel Sanatlar Derneği (ELAYŞAD) tarafından düzenlenen etkinliklerde sanatla dolu iki gün yaşadık. Bir adı da Süt Kalesi olan Harput Kalesi’nin eteklerine kurulu şehri tepeden seyretmek ne kadar güzelse, Elazığlı sanat dostlarıyla tanışıp kaynaşmak da bir o kadar verimliydi. Çayda Çıra adlı yöresel oyunuyla nam salmış şehirde iki gün boyunca sanat, edebiyat ve şiirden konuştuk. Harput Hünkar Konağı’nda ‘Edebiyat ve Mekan’ ilişkisi, ‘Türk Edebiyatında Batılılaşma’ isimli oturumlar, Elazığlıların da katılımıyla kültürel bir ziyafete dönüştü. TRT Türk’ten Bünyamin Yılmaz ve bendeniz de ‘Medya ve Sanat’ ilişkileri hakkındaki görüşlerimizi, Elazığ Valisi Ömer Faruk Koçak’ın da katıldığı bir toplantıda dile getirme fırsatı bulduk.

Hazır Elazığ’a gitmişken, şehrin en önemli kültür ocaklarından biri olan ve 16 yıldır yayın hayatını sürdüren Bizim Külliye Dergisi’nin ofisine gitmemek olmazdı. Bizim Külliye’nin mümtaz yöneticisi Nazım Payam, bir İstanbul beyefendisi nezaketiyle konuklarını ağırladı. Dergi çalışmaları hakkında bilgi verdi. İzzetpaşa Vakfı’nın uhdesinde yayınlanan dergi Elazığ kültür sanat camiasının yüzaklarından biri olarak yayın hayatını sürdürüyor.

Bir dergi ofisinde zaman geçirmenin güzel yanları var; dergi çevresinde halkalanan sanat erbabıyla koyu sohbetlere kanat çırpmak bu sayede mümkün olabiliyor. Bizim Külliye başta olmak üzere çeşitli edebiyat dergilerinde öykülerine rastladığımız Necati Kanter’i şahsen tanımak, Elazığ gezimizden arta kalan kazanımlardan oldu. İslami Türk Edebiyatı konularında uzman olan Kanter’in aynı zamanda 70’li yıllarda Anadolu’da tiyatro hakreketini ilk başlatan isimlerden olduğunu öğrendik.

Elazığ’da yaşayan bir başka şair ve tiyatro sanatçısı olan Rıdvan Dağlar ile yine Bizim Külliye’de sohbet etme fırsatı bulduk. Hem Rıdvan Dağlar hem de Necati Kanter bugünlerde emeklilik günlerini sürüyorlar ama her ikisi de geçmişte tiyatro sanatına büyük emek vermiş üstatlar. 70’lerin ve 80’li yılların tüm imkansızlığına rağmen, Anadolu’da tiyatro yoluyla milli ve manevi değerlere sahip çıkmak için emek sarfetmişler. Toplum olarak onları emekli etmeye hakkımız olmadığını düşünüyorum. Onların tecrübelerini, birikimlerini yeni nesillere aktarması çok önemli. Elazığlı yöneticiler, ellerinde bulundurdukları bu kıymetlerin birikimlerinden mutlaka istifade etmenin yolunu bulmalı. Bir şehrin imarı kadar, o şehrin insanlarının imarına da önemli. Bu da en güzel kültür ve sanatla mümkün olur.