21 Mayıs 2024 Salı / 14 Zilkade 1445

İslam dünyası Müslüman gibi yaşamıyor

“Tasavvuf, İslam hakikatini hayatımıza uygulamaktır” diyen yazar Cemalnur Sargut, dinin sadece bir felsefe ve şekilden ibaret olmadığını hayatta da karşılığı bulunduğunu söylüyor.

Seda Çakmak11 Mart 2013 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
İslam dünyası Müslüman gibi yaşamıyor

Tasavvufun insanlığın ortak dili olabileceği inancını taşıyan Türk Kadınlar Kültür Derneği’nin İstanbul Şubesi Başkanı, araştırmacı yazar Cemalnur Sargut Nefes Yayınları’ndan çıkacak Sohbetler kitabını Star’a anlattı. Öğrencilerinden Arzu Eylül Yalçınkaya ile yaptığı sabah sohbetlerinden derlenen kitabında Cemalnur Sargut tasavvufun tarifleri üzerinde durarak insanların tasavvufu nasıl anlayıp, günümüz hayatına nasıl uygulaması gerektiğini anlatıyor. Kitabında tasavvufun tarihçesi, ilk mutasavvıflar, tasavvufu nasıl anlardım, kimlerden öğrendim sorularına cevap verdiğini ifade eden Cemalnur Sargut şöyle konuştu:

“İnsanlar tasavvufu nasıl anlayabilir ve nasıl yaşayabilir bunların üzerinde durduk. Aslında kendi anladığım kadarıyla tasavvufu anlatmak derdindeyim. İlminden çok nasıl huzur sağlayabiliriz ve nasıl bunu insanlara yansıtabiliriz? Bunun derdindeyim. Tasavvuf günümüze çok güzel uygulanabilir. İnsan bu dünyada bir işle meşgulken ‘Acaba Allah’ım benden memnun mu’ diye düşünüp O’na yönelmişse o zaman yaşayan Müslüman haline gelir. Tasavvuf İslam hakikatini hayatımıza uygulamaktır. Bunu en basit nasıl yapabiliriz sorusunun üzerinde durduk. Din sadece bir felsefe, sadece bir şekil ya da ibadet değildir. İslam’ın hakikatini öğrenmek ve yaşamaktır.

Müslümanlar güzel ahlakı unuttu

“Tasavvufta tek güç Allah’tır. Bu imanla hareket ettiğinizde yaratılmışa hürmet etmeyi öğreniyorsunuz. Herkesi çok sevemezsiniz ama saygı duymayı öğreniyorsunuz. Böylece tasavvuf insanlar arasında ortak bir dil oluşturuyor. İslam dünyası bir kaos içinde. Mezhep ayrılıkları, iç savaşlar. Tasavvufu aşılayarak bunun önüne geçebiliriz” diyen Sargut, problemin kaynağına işaret ederek bugün Müslüman dünyasının Müslüman gibi yaşamadığına dikkat çekti. “Peygambere sormuşlar din nedir diye. Güzel ahlaktır demiş. Biz güzel ahlaktan uzaklaştık. Müslümanız diyoruz ama şiddeti kavgayı ön plana alıyoruz. Müslüman zalimle mücadele eden ama bunu nefret etmeden yapan kişidir” diyen Sargut, sabır, sevgi, hürmet ve hoşgörü oluşursa İslam camiasında birlik beraberlik oluşacağını söyledi. Cemalnur Sargut, “Batı dünyasının İslam kaygısı var, diğer bir deyimle İslamofobi. Doğu ile Batı arasındaki bu uçurumun iki sebebi var. Müslümanlar yanlış örnek oldu. İkincisi kendi ülkelerini var edebilmek için bir düşmana ihtiyaçları vardı, İslam’ı karşılarına aldılar. Ortadoğu’yu alabilmek için İslam’ı kötülemek zorundalar” dedi. Batı’daki yanlış İslam imajını değiştirmek için ‘Biz ne yapabiliriz?’ sorusuna Cemalnur Sargut’un cevabı ise şöyle: “Hocam, tekkeler bitebilir ama tasavvuf üniversitelerde öğretilmeli demişti. Üniversitelerde kürsüler açılabilir. Bu tür kürsüler kurup hakiki İslam’ı anlatan profesörlerle öğrenciler yetiştirmeliyiz.”

Kündekari sanatı seçmeli ders oldu

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Bölümü’nce özellikle Selçuklu Devleti döneminde kullanılan Türk ahşap sanatı Kündekari tekniğinin yok olmaması için çalışma yürütülüyor. Öğretim Görevlisi Mehmet Yüksel, üniversitenin destekleriyle gerçekleştirdikleri “Gerçek Kündekari Tekniğinin Modern İç Mimariye Adaptasyonu” projesi kapsamında kündekari tekniğini Ağaç İşleri Endüstri Mühendisliği Bölümü öğrencilerine seçmeli ders olarak vererek gelecek nesillere aktarmaya çalıştıklarını söyledi.

Artık ders konusu

Mehmet Yüksel, kündekari tekniğinin Selçuklu Devleti döneminde zirveye ulaştığını vurgulayarak, “Selçuklulara has pek çok figür ve kompozisyonlar bu tekniğe adapte edilmiş. Biz de kendi kültürümüzün bir parçası olduğu için kündekari tekniğini yaşatmak adına bu konu üzerinde çalışmaya karar verdik” dedi.