24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

İslamofobia’dan kendimi sorumlu hissediyorum

Hz. Muhammed filminin çekimlerini tamamlayan İranlı yönetmen Mecid Mecidi, ‘Batı’da İslamofobia yükseliyorsa dinimizi doğru anlatamadığımız için bizim de kabahatimiz var’ dedi.

Abdülhamit Güler23 Nisan 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:
İslamofobia’dan kendimi sorumlu hissediyorum

Filmleri dünya çapında ilgi gören İranlı yönetmen Mecid Mecidi, Sonpeygamber.info tarafından düzenlenen 'Siyer Atölyesi' kapsamında İstanbul'a geldi. Meridyen Derneği'nde, kısıtlı bir dinleyici topluluğuna hitap eden Mecidi, Hz. Muhammed'in hayatını konu alan filmini anlattı. Biyografik bir film yapmak yerine O’nun ahlakına odaklandığını anlatan Mecidi, projenin tamamının yedi yılı kapsadığını ve artık sona geldiklerini ifade etti. Montaj aşamasında olan filmin bir yıl sonra vizyona girebileceğini belirten Mecidi, filmiyle ilgili bilgi verirken, diğer peygamberler hakkındaki filmlerden örnekler verdi. Mecidi, “Hz. İsa'yı anlatan 250, Hz. Musa'yı anlatan 120, diğer peygamberleri anlatan 80 ve Buda'yı konu alan 40 film var” dedi. Hz. Muhammed'in hayatını konu alan sadece Mustafa Akad imzalı Çağrı filmi olduğunu söyleyen Mecidi, “Ne yazık ki Batı'ya Peygamber Efendimizi tanıtamadık. Tabi ki bu durumda düşman da düşmanlığını yapacaktır” diye konuştu. Mecidi, "Batı'da artan İslamofobia sebebiyle kendimi bir sinemacı olarak sorumlu hissediyorum. İslam'ın anlatımı konusunda dünyada büyük bir boşluk var. Bizim de Peygamber Efendimiz ve İslam'a dair dünyaya söyleyecek çok sözümüz var” dedi. Sinemanın, Hz Peygamber'i hakkıyla anlatabilmek için bir fırsat olduğunu vurgulayan Mecidi, filmiyle ilgili en çok merak edilen hususa da açıklık getirdi. Mecidi, filminde kesinlikle Hz Muhammed'i tasvir etmeyeceklerini vurguladı. Mecidi, “Hz Peygamber'e ve Müslümanların hassasiyetlerine saygıdan ötürü, Hz Muhammed'i filmimizde göstermeyeceğiz” dedi.

MECİDİ’Yİ AĞLATAN SIR!

İtalyan görüntü yönetmeni tam da Miraç’ı okuyordu ki…

Film için Mekke'yi tamamen inşa ettiklerini, Medine'yi de hikâye doğrultusunda yaptıklarını söyleyen Mecidi’nin, filmin görüntü yönetmeni İtalyan Vittorio Storaro'yu ikna etme hikâyesini anlatırken gözleri doldu. 75 yaşındaki Storaro'yu çok isteyen Mecidi, önce buna ihtimal vermez. Kendi ifadesiyle, “İranlı bir yönetmenle ve teröristlerin ülkesi olarak gösterilen İran'da bir İtalyan neden çalışsın” diye düşünür. Beş kez Oscar'a aday olan ve üç defa kazanan Storaro için yine de bir adım atmaya ikna olan Mecidi, firma ile iletişime geçilmesini ister. Teklifi öğrenen Storaro, firmayı aradan çıkarır ve “Bu projede yer almak benim için onurdur” cevabını verir. Çünkü Storaro o sıralar, Peygamberleri konu alan bir kitap hazırlığındadır. Üç aydır Hz Muhammed'i araştırmaktadır ve tam da Mecidi'nin teklifini öğrendiği akşam Miraç hadisesini okumaktadır. Yaşadıklarını anlatırken gözleri dolan ve boğazı düğümlenen Mecidi, Storaro’nun ikna olması için Hz. Muhammed’in kabrine giderek dua ettiğini ve O’ndan da yardım istediğini sözlerine ekledi.

Boşnak Yapımcı Reshad Strik ‘Hayatımdaki Peygamber’i çekti

Boşnak asıllı Avustralyalı aktör ve yapımcı Reshad Strik, Müslümanların yanı sıra  diğer dinlere inananların bakış açısıyla Hz. Muhammed’in hayatının anlatıldığı  bir belgesel çekti.  Saraybosna doğumlu olmasına rağmen uzun yıllar yaşadığı Avustralya’da oyunculuk ve yapımcılık yapan Strik, belgeselin hazırlanması sırasında, Bosna’da yaşayan farklı  dinlerden insanlara Hz. Muhammed’in hayatına, kişiliğine yönelik sorular  yönelttiklerini söyledi.  Filmi herhangi bir dinin tarafı olarak değil, objektif bakış açısıyla çektiklerine işaret eden Strik, “Sadece İslam dininin gereklerini yerine getiren kişilerin Hz. Muhammed ile ilgili görüşlerini çekmek istemedim. Tüm Bosna-Hersek’i dolaştım ve ülkenin dört bir yanında, farklı dinlere mensup insanlarla çekimler yaptım” dedi. Strik, yaptığı belgesel filminin aslında Bosna-Hersek’teki İslam dinine kültürel bir bakış niteliğinde olduğunu söyledi. Strik, belgeseli ilk kez, Saraybosna Film Festivali’nde izleyiciyle buluşturmayı planladığını, aynı zamanda belgeselin Türkiye, Mısır, Malezya ve Körfez ülkelerinde de gösterilmesini istediğini, bunun için de görüşmelerin devam  ettiğini kaydetti.