Onur Ünlü burada sansür nerede?

Antalya Altın Portakal Film Festivali, ‘sansür’ iddiaları ile sabote edilmeye çalışılmasına rağmen önceki akşam düzenlenen ödül töreniyle 51. yılını da geride bıraktı.

Ödül gecesi evsahibi olarak Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel bir konuşma yaparken Kültür Bakanı Yardımcısı Abdurrahman Arıcı, Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik ve jüri başkanı Yılmaz Erdoğan protokolde olmalarına rağmen selamlama konuşması yapmadı. Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yabancı katılımcılarla bir araya geldiği halde ödül törenine katılmayışı dikkat çekti. Oysa geçen sene Altın Portakal’ın ödül gecesi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gönderdiği kutlama mesajının okunmasıyla başlamıştı. Ancak bu yıl Festival’in maddi, manevi en büyük destekçisi olan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı temsilen hiç kimse Türk Sineması’nın 100. yılında sinemamızın en köklü festivalinde tek bir cümle kurmadı.

Sansür bekledi ödüllendi

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in konuşması bu anlamda söylenebilecek her şeyi özetleyen bir hitap olarak kayıtlarda yerini aldı. Türkiye’de son dönemdeki hoşgörüsüzlük ve peşin hükümlerin olmayacak bir yerde bile iletişim sorunlarına sebep olabildiğine değinen Türel, sansür iddialarına gönderme yaparak “Diyalog ile çözülebilecek küçük bir mesele bile çözümsüz büyük bir soruna dönüşebiliyor. Mahallelerimizi maalesef birbirimize kapatıyoruz. Birbirimize el değil, dil uzatıyoruz. Oysa ki olması gereken sinemanın eleştiri dili, sevgiye, hoşgörüye açılan gönül kapısı olmalıdır” dedi. Menderes Türel, “Günümüzde kılıcın ve tüfeğin yerini dil almıştır ama maalesef salonlarda kullanılan dil, mermi gibi kullanılan sözler, sokakta gerçek mermiye, gerçek bıçağa dönüşmektedir. Salonlardaki öfke dili, sokakta kan dökülmesine maalesef sebep olmaktadır” şeklindeki sözleriyle bazı sanat çevrelerinin bir süredir devam ettirdiği alışkanlıkların nasıl sonuçlar doğurduğuna işaret etti. Türel sözlerini şöyle sürdürdü: “Siyaset bu noktaya demokrasimizin zayıflığından, sürekli darbelerden geldi ve getirildi. Bugün sevgi, kardeşlik diline, yani sanatın diline ihtiyacımız var. Eğer sanat keskin bir dille konuşursa bu sevgi kalesi de düşer. Siyaset her insan gibi sanatçının da hakkıdır ama sanatın dili, öfke dili olmamalıdır. Sinemada film mesaj vermeli, filmin içine gizlenmiş ideolojiler değil.”

Ödüllerin açıklanmaya başlanmasıyla birlikte ise ortaya ilginç bir tablo çıktı. Ödül alan kimi isimler sözde ‘sansür’ iddialarına göndermede bulunup sansüre karşı bildiri okuyarak ‘özgür sinema’ temennisinde bulundu. Kimileri de ödül almanın şaşkınlığını yaşadı. HES’leri eleştiren Oflu Hocayı Aramak filmiyle Dr. Avni Tolunay Jüri Özel Ödülü’ne değer bulunan Levent Soyarslan, “Hakikaten böyle bir filmin böyle bir duruşla festivalde yer alabileceğini hayal bile etmezdim” derken İtirazım Var ile En İyi Yönetmen ödülünü alan Onur Ünlü de kısa süreli bir şaşkınlık geçirdi.  

Kurtlar kuzuya saldırdı