20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Öykü, proje romanlara karşı...

“Zamana karşı direnen, büyük kitlelere ulaşan proje romanların yanında hâlâ öykü kitapları okunuyorsa bu heyecan ve ümit verici bir durumdur.”

Meral Afacan Bayrak17 Haziran 2013 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Öykü, proje  romanlara karşı...

Öykü yazarı Selvigül Kandoğmuş’un son kitabı Savrulan okurla buluştu. Daha önce Eylül Sancısı ile edebiyatseverlerin karşısına çıkan Kandoğmuş, Söz Buğusu ve Hızırla Yolculuk adlı deneme kitapları ile de adından sözettirmişti. Son kitabını bahane edip Kandoğmuş’la öykü üzerine konuştuk.

-Öykü serüveninizde Savrulan’ın yeri ve önemi nedir?

Gezi yazısı, söyleşi, deneme türlerinde ürünler versem de öykünün yeri benim için ayrı. Okuyucu ve yazar kitlesi de beni öykü yazarı olarak tanımlıyor. Doğrusu ben de kendime bu tanımı uygun görüyorum. Birçok çalışmanın yanında öyküden kopmamaya çalışıyorum.

“Denize atılan bir şişe her kitap. Asırlar, kumsalda oynayan birer çocuk. İçine gönlünü boşalttığın şişeyi belki açarlar, belki açmazlar” diyor Cemil Meriç. Ben de Savrulan’daki her öyküye gönlümü döktüm. Paylaşmak, anlaşılmak, haykırmak, isyan duraklarında soluklanmak, şahitlik ve dua makamında,  bir inşirah gibi döküldü satırlara öyküler... Yaşadığımız dönemin gelecek kuşaklarca anlaşılması, bu dönemde yaşanan tüm travmaların ve trajedilerin, savrulmaların, anlaşılması noktasında bir dipnot vazifesi görür her sanat eseri. Dileğim o ki; Savrulan’daki öykülerin bu günün ve yarının okuruna yaşanmışlıklara dair sorgulama ve göndermeler yaparak,  şahitliğini dua makamında göstermesidir.

-Öykü yazmak size neler hissettiriyor?

Öykü konularım sıradan olaylardan olmuyor. Her konuyu öyküye taşıyamıyorum. Yüreğimle şahitlik yaptığım, hayatın damarlarından süzülmüş gözlemler, yaşanmışlıklar önce yüreğimde birikiyor. Uzun süre bir sır gibi kahramanımla yaşıyorum, onun acısı benim acım oluyor, onun yokluğu benim yokluğum. Yazıyla arama fazla mesafe koyamadığımdan uzun süre melankolik bir halde öykünün atmosferinden çıkamıyorum. O nedenle yeni bir öyküye hep amatör bir ruhla başlıyorum, amatör heyecanlar yakamı bırakmıyor. Ali Haydar Haksal hocamın da öykülerinde ve yazıyla muhataplığında amatör duruşu beni etkilemiştir.Tüm bunlarla birlikte her öykünün de kendine has ince yürek sızıları,hal durakları oluyor. Hayret ve haşyetimi yitirmeden bu duraklarda kahramanlarımla soluklanıyor ve hep İnşirah Suresi’ne çıksın istiyorum kalemimin durakları...