19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Sanat müziğimiz her dönem kendini yeniler

Gerçek Türk müziği icrasını dinleyenlerle buluşturmak için yola çıkan babil Müzik Topluluğunun solisti Yaprak Sayar, sanatla uğraşan hiç kimsenin Türk Sanat Müziği’ne ilgisiz kalamayacağını söylüyor.

Gülcan Tezcan27 Kasım 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Sanat müziğimiz her dönem kendini yeniler

Türk Sanat Müziği, her dönem iyi müziğe talip olanların ilgi alanında ilk sıralarda yer alır. Ama elbette popüler müzik kuşatması bu kadim sanatın da dar bir çevre ile sınırlı kalmasına yol açıyor. Neyse ki sanat müziğiyle ilgilenen genç kuşaklar, ustalardan miras aldıklarıyla yeni bir söyleyiş geliştirerek seyirciyle bağlarını sürdürmeye devam ediyor.

Libronet markalarından babil.com’un kurduğu babil Türk Müziği Topluluğu da bu bağı sağlamlaştırmak için atılan önemli adımlardan biri. Her ay farklı bir repertuarla müzikseverlerin karşısına çıkan babil Müzik Topluluğu, dün akşam ücretsiz konserlerinden ikincisini verdi. Topluluğun solisti Yaprak Sayar’a babil Müzik Topluluğu’nu ve yol haritalarını sorduk. İşte Yaprak Sayar’ın cevapları:

- Babil Türk Müzik Topluluğu’yla yollarınız nasıl kesişti?

babil Türk Müziği Topluluğu’nun sanat yönetmeni ve ud sanatçısı Bilen Işıktaş sayesinde oldu. Kendisiyle İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nda eğitim gördüğüm senelerde tanışmıştık. Birçok yurt dışı ve yurt içi konserlerde aynı sahneyi paylaştık. Müzik üzerine ortak düşlerimizin olması, icra anlayışlarımızın ve estetik beğenilerimizin birbirine yakın olması aynı toplulukta yer almanın ayrı bir keyfi diye düşünüyorum.

- Konserlerinizde nasıl bir repertuarla karşılaşıyor dinleyenleriniz?

Konseptimiz gerçek Türk müziği icrasını seyirciyle buluşturmak gibi bir amaç taşıyor. Ama bundan daha dikkat çekici bir özelliği -ki bu bence en güzel yanı- herkesin genç oluşudur. Repertuarımıza gelirsek musiki tarihimizde Türk Müziği’nin geleneksel formlarının yanında, çağdaş dönem olarak bahsedilen son dönem içerisinde bestelenmiş eserler de yer alıyor. Hatta yeni bestelere de yer verilecek.

- Genç kuşak sanatçılardan biri olarak Türk Sanat Müziği’nin bugünkü konumundan memnun musunuz?

Daha iyi bir yerde olması gerektiğini düşünüyorum elbette. Türk Sanat Müziği, her dönem kendini yenileyen bir tür. Bu noktada topluluğumuzun ortak bakış açılarına sahip gençler tarafından oluşması daha fazla insana ulaşılması açısından önemli.

- Peki sanat çevreleri ve müzikseverlerden hakkettiği değeri görüyor mu?

Müziğimiz sanatla uğraşan ya da sanatın kıyısından köşesinden tutmuş herhangi bir kişinin kayıtsız kalamayacağı kadar zengin bir kültürel miras. Medeniyetimizin bir tarafında III. Selim, Zekai Dede, Bimen Şen bir tarafında Hafız Kemal, Safiye Ayla, Münir Nurettin Selçuk gibi isimler var. Müziğimizin hak ettiği değerden ziyade anlaşılması benim için daha mühim bir konu.

GELENEKSELDEN BESLENEN ORJİNAL BİR ÜSLUBUMUZ VAR

- Babil Türk Müzik Topluluğu’nda nasıl bir konsept oluşturdunuz?

Geleneğin bize taşıdığı mirasın ve sorumlulukların bilincindeyiz. Ancak gücümüzün yettiğince kendi katkılarımızı eklemek istiyoruz. Türk müziği çok zengin bir müzik. Repertuar gerek saz gerekse vokal icrası olarak geniş imkânlar sunuyor sanatkarlara. İlk konser için bu imkânlardan yararlandık. Hacı Arif Bey’den Selahattin Pınar’a uzanan, Münir Nurettin’den Saadettin Kaynak’a kadar erişen eserler var.

- Babil Müzik Topluluğu projeden beklentiler nelerdir?

Her şeyden önce müziğimize, kültürümüze karşı kendi üzerimize düşen vefa borcunu ödemek istiyoruz. Bu çok kolay bir iş değil. Necdet Yaşar, Niyazi Sayın, Alaeddin Yavaşça, Bekir Sıdkı Sezgin ve daha nice büyük değer bu işe bir ömür verdiler. Geleneğimizin ses hafızasını bugüne taşıdılar. Bizler de ustalarımızdan aldığımızı bugünün müzikseverlerine iletmek amacındayız. Bu projedeki isimlerin hemen hepsi Türk müziğine damga vurmuş hocaların rahlesinde eğitim görmüş icracılar. Böyle bir ekip ortak bir hayalin peşinde giderek bir araya geldi. Müziğimizi başta gençlerle ve bu müziği dinlememiş olanlarla buluşturmayı hedefliyoruz.