Serseri aşık Godard

Fransız yönetmenin tam on dört söyleşisini bir arada bulunduran kitap David Sterritt imzalı. Ayrıca kitapta David Sterritt’in Godard hakkında uzun bir de sunuş yazısı bulunuyor. Kitabı Türkçeye kazandıran isim ise Selim Özgül.

Eleştirmen ve yönetmen

1930 doğumlu Godard, 50’lı yıllarda çektiği kısa filmlerin yanı sıra Cahiers du Cinema ve Arts’a zaman zaman eleştiri yazıları kaleme almış ve muhabirlik yapmıştı. Sterritt’e göre, “Godard’ın Cahiers du Cinema’da yer alan makaleleri etkili bir yeni düşünme tarzı olarak politique des auteurs’ün -yönetmenin bir filmin asıl yaratıcısı, yani yazarı olabileceği tezini savunan görüşün- yerleşmesine” yardımcı olmuştu. Godard bu durum için bir söyleşide, “Fransa’da eleştirmenliğe başladığımızda yönetmenler yaratıcı olarak kabul edilmiyorlardı... Bir yönetmenin de tıpkı bir ressam ya da bir yazar gibi yaratıcı olduğunu anlatmak durumunda kaldık.” diyor. Büyük başarı gösteren ilk filmi Serseri Aşıklar’ı(1959) çekene kadar da eleştirmenliğe devam etmişti. Kendi deyimi ile Godard, temelde dil saplantılı bir ‘auteur’dü: Eleştirirken düzyazı auteur’ü, yönetirken ise sinema auteur’ü.

Yeni Dalga ve sonrası

Godard’ın kariyeri boyunca, sırasıyla, üç genel yönelimi oldu: 60’lı yıllarda Üslupçu asilik, 70’li yıllarda Maoculuk ve 80’li yıllarda Ruhsal

derinlik. Ama şüphesiz, efsane yönetmeni sinema tarihine altın harflerle yazdıran filmleri üslupçu asilik dönemine ait olanlar oldu. Bu dönemde Godard; François Truffaut, Éric Rohmer, Claude Chabrol ve Jacques Rivette ile birlikte kuruculuğunu sinema kuramcısı Andre Bazin’in yaptığı Yeni Dalga akımının temsilcilerindendi. Kitapta Fransız yönetmenin üç döneminden de söyleşiler bulunuyor.