1 Mayıs 2024 Çarşamba / 23 Sevval 1445

Sinan Akyüz’den çarpıcı açıklama: Türkiye’de okur, kadın okurdur !

Çok satan yazarlar arasında bulunan Sinan Akyüz, Türkiye’de erkeklerin kitap okumadığını birçok yazar gibi kendisinin de kadınlara hitap ettiğini samimi bir şekilde itiraf ediyor.

Neziha Çakıroğlu12 Mart 2013 Salı 07:00 - Güncelleme:
Sinan Akyüz’den çarpıcı açıklama: Türkiye’de okur, kadın okurdur !
Sinan Akyüz’ün son romanı Şahika ve Feraye Alfa Kitap tarafından yayınlandı. Yazar, Çanakkale Savaşının bilinmeyen yönleriyle aşk ve kaderi ele aldığı kitabı için “Amacım tarih ve aşkın estirdiği rüzgâra yelken açmak değil.” diyor. Sinan Akyüz ile Şahika ve Feraye üzerine konuştuk.

Tarih ve aşkın iç içe geçtiği kurgular oldukça revaçta. İncir Kuşları ve Piruze’den sonra Şahika ve Feraye ile okurların karşına ‘tarih, kader ve aşk’ vurgusuyla çıkıyorsunuz. Romanı bu ilgiye karşılık gelmesi açısından değerlendir misiniz?

Aslında ele aldığım hikâyelerin bazı tarihsel dönemlere denk gelmesi tamamen bir tesadüf eseri. Ben bir yazar olarak bu gerçek hikâyeleri kahramanlarımın kendi ağızlarından dinlediğimde, sadece hikâyenin özüne bakıyorum. Yoksa amacım tarih ve aşkın estirdiği rüzgâra yelken açmak değil. Şahika ve Feraye adlı son romanımın hikâyesi Çanakkale Savaşı öncesinde başlıyor, Çanakkale Savaşı’yla devam ediyor ve oradan da Ürdün’e uzanıyordu. Ele aldığım hikâyenin bu döneme denk gelmesi ayrıca beni çok mutlu etti. Çünkü Çanakkale Savaşı’nın bilinmeyen ya da hatırlanmayan yönlerini de kitabımda ele almış oldum.

Kadın erkek ilişkilerini de farklı bir bakış açısıyla ele aldığınız kitaplarınızı kadınlar mı erkekler mi daha çok okuyor? Okur profilinizden söz eder misiniz? Şahika ve Feraye kimlere hitap edecek?

Bu sorunuza samimi bir şekilde cevap vereceğim. Türkiye’de okur, kadın okurdur! Ben de birçok yazar gibi kadınlara hitap ediyorum. Çünkü erkeklerin çoğu ne yazık ki kitap okumuyor. Okuyan azınlık da sadece tarih kitaplarına meraklılar. İnşallah bir gün erkek okur sayısı, kadın okur sayısına ulaşır. Kadın okurlarımın yanında, lise ve üniversite öğrencileri de benim okurum sayılır. Şahika ve Feraye hem erkeklere hem de kadınlara hitap eden bir eser. Ama romanımı yazarken kadın erkek okur ayrımını göz önüne alarak yazmadım.

Şahika ve Feraye’nin diğer kitaplarınızdan farkı nedir? Nasıl bir iddia taşıyor.

Şahika ve Feraye’nin en temel farkı; aşkı, kaderi ve yakın tarihimizi bir arada anlatmasıdır. Bu kitapta Mustafa Kemal Atatürk de bir karakter olarak karşımıza çıkıyor, Emir Hüseyin de. Ayrıca bu kitapta okurlarım Çanakkale Savaş hakkında da yeterli bir bilgiye sahip olacak.

Çok okunuyor olmanızı neye bağlıyorsunuz? Kendinizi bir best seller yazarı olarak görüyor musunuz?

Bir yazar ömrü boyunca iki şey yaratır. Birincisi, kitaplarında karakterler. İkincisi de, zaman içinde kendi okurunu yaratır. Ben de artık kendi okurumu yaratmaya başlayan yazarlardan birisiyim. Her yeni eserimde okuru ciddiye alıyorum, hikâyenin hakkını vererek yazıyorum. Buradaki hak kavramından da şunu kastediyorum: Yazdığım hikâye hangi coğrafya da geçiyorsa, ben oralara gidip araştırma yapıyorum. Ayrıca kurgu ve dilim de okurlar tarafından beğeniliyor. Kitapları çok satan bir yazar olabilirim ama benim için önemli olan şey okuyucularımla kurduğum bağdır.

Türkiye’de çok satan yazarlar yurtdışında gereken ilgiyi göremiyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?

Bu sorunuza şöyle cevap vereceğim: Amerikalıların en sevdiğim yönü pazarlama stratejilerini çok iyi kullanmalarıdır. Bizim henüz pazarlama alanında bir yol almışlığımız yok. Ayrıca yurtdışında kitabı çevrilen kaç tane yazarımız var ki? Bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar. Mesela, Orhan Pamuk yurtdışında çok satan bir yazar. Ama Orhan Pamuk pazarlama stratejisini çözmüş bir yazar. Bu yüzden dışarıda da çok çok başarılı bir isim.