20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Tosun Bayrak: Maneviyat olmasa hapı yutmuştum!

Çağdaş Amerikan sanatına damga vuran Türk sanatçı ve mutasavvıf Tosun Bayrak: Çevremdeki sanatçılar arasında uyuşturucudan, içkiden ölenler oldu. Maneviyat, paçayı kurtarmak için en etkili panzehir!

Bedir Acar21 Ağustos 2014 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Tosun Bayrak: Maneviyat olmasa hapı yutmuştum!

Bir dönem (1960’lı yıllar) Amerikan sanatında fırtınalar estirmiş, yaptığı performans gösterileriyle ‘Shock Art’a (şok sanatı) öncülük etmiş bir isim Tosun Bayrak. 50 yılı aşkın süredir ABD’de yaşayan sanatçı, yaz aylarını geçirmek üzere İstanbul’a geldi. Kanlıca sırtlarında baba yadigarı, yemyeşil bahçeli evinde ziyaretine gittiğimiz Bayrak, konuklarına tadımlık hatıralar aktardı.

Gençlik günlerinden, öfkelerinden, protest tavrından, sanat çalışmalarından ve nihayet dini bütün bir hayata geçiş evlerinden söz etti Bayrak. ‘Eskiden çok kızgındım; dünyaya, haksızlıklara karşı bir kızgınlık ve öfkeyle karşı çıkıyordum, bu sanat çalışmalarıma da yansıyordu’ diyor.

Sohbetin bir yerinde sanat dünyasının toplumdan kopuk yaşam biçimlerinden bahsederken, laf dönüp dolaşıp intihar eden, alkole, uyuşturucuya müptela olan sanatçılara geliyor. ‘1970’lerde dine ilgi duyup dergaha girmeseydim ben de hapı yutmuştum’ diye flaş bir cümle kuruyor Bayrak ve devam ediyor ‘Zira o dönemde çevremdeki arkadaşlarım arasında içkiden, uyuşturucudan ölenler vardı. Kimisi esrarkeş, kimisi rezil oldu. Richard Serra da (ABD’li ünlü heykeltıraş) Budizm’e sardı. Paçayı kurtarmak isteyenler için maneviyat bir panzehirdir.’

Nasıl şeyh oldu?

Kanlıca’daki evin verandasında Amerikan asıllı eşi Cemile hanımın önce çay, sonrasında kahve ikramlarıyla koyulaşan sohbette Bayrak, 1974’te dergaha girip müridlikten şeyhliğe geçisini de ilginç bir anekdot ile aktardı: O dönem İstanbul’daki Şeyhimiz bir gün bana dedi ki -Sen dünyayı tanımış görmüş adamsın, çok para kazandığın zamanlar oldu, şöhretin alasını tattın. Makam mevki gördün. Artık senin gözün bi yere kaymaz- dedi. Onun isteği üzerine iki yıllık dervişliğin ardından ABD’deki dergaha şeyh oldum.’

Bugün 88 yaşını süren Bayrak, 1974’ten beri ABD’lileri irşad etmekle meşgul. Şeyhliğinin başlamasıyla uzunca bir süre sanat çalışmalarına ara verdikten sonra 2000’lerde yeniden resim yapmaya başladı. Hatta geçen yıl Küçükçekmece Belediyesi’nin katkılarıyla sanatçının son dönem çalışmalarını içeren bir de sergi açıldı. Bir iki ay önce ise sanat tarihçisi Oğuz Erten’in hazırladığı ‘Sıradışı bir hayattan sıradışı bir sanata Tosun Bayrak’ kitabı Galeri Baraz Yayınları’ndan çıktı. Sanatçının Amerikan ve Türk modern sanatındaki yerini öğrenmek isteyenler için önemli bir kaynak bu kitap; yeri gelmişken hatırlatalım...

Sohbetimiz kaldığı yerden devam ediyor Bayrak ile. Peki dine yönelmesinin ardından, sanat çevrelerinin kendisine bakış açısında bir değişiklik oldu mu? Cevabı oldukça sarsıcı: ‘Etrafımızdakiler birer ikişer azalmaya, yahut bizi yargılamaya başladılar. İslam düşmanı Hristiyanla karşılaştım, İslam düşmanı Yahudileri gördüm. Ama İslam düşmanı Türk Müslüman kadar sertini görmedim. Hastalıklıymışız gibi yaklaşıyorlar bize.’

Batı dünyasının Ortadoğu’da olup bitenlere karşı neden sessiz kaldığını ise bir cümle ile özetliyor Bayrak: ‘Ne yazıkki pek çoğu oradaki insanları böcek gibi görüyor!’ 

ABD’DE BİR CERRAHİ ŞEYHİ

Bedir Acar’a konuşan Tosun Bayrak, “Annem hep kız evlat istemiş. Bu yüzden bir kız çocuğu gibi üzerime titrer, ben öksürsem o hasta olurdu” diyor. Babası ise asker olmasını istemiş: ‘4 yaşımda tavuk kestirirdi bana.’ Bayrak’ın ABD’ye gidişinin temelinde, belki de, bu ikilemden kaçış yatıyordu. Bayrak bir Cerrahi Şeyhi olarak 38 yıldır ABD’de irşad çalışmalarını sürdürüyor.