20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Van'da bir edebiyat kulesi: Hayal Bilgisi

Büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorulduğunda şair olmak istiyorum diyen çocuklarımız var ülkemizin en doğusunda. İşte o çocuklara, gençlere, büyüklere kapılarını açan ve Van Erciş'te yayınlanan Hayal Bilgisi edebiyat dergisi, 12. sayısına ulaştı. Derginin ardında ise edebiyat gönüllüsü bir çift var. Ayşe ve Cihat Albayrak.

2 Temmuz 2014 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Van'da bir edebiyat kulesi: Hayal Bilgisi

Anadolu’da yayınlanan dergiler şehirlerin hafızasını tutması açısından önemli. Hele kültür sanat dergisi ise, yöre insanlarının kalp haritasını da bu dergilerden okumak mümkündür. Hem, günümüzün ün sahibi pek çok edebiyatçısı, ilk verimlerini yerel dergilerde yayınlamamış mıdır?

Van Erciş’te ilk sayısı Mart 2011’de yayınlanan ‘Hayal Bilgisi’ dergisi de kalitesi ile dikkat çeken sanat edebiyat dergilerinden biri. İlk zamanlar aylık ve iki aylık olarak yayınlanan Hayal Bilgisi, Ekim 2011'deki büyük Van depreminde yayınına ara vermek zorunda kaldı. Ancak dergi, Mayıs 2014 itibariyle yeniden okurlarına merhaba dedi.

Derginin ardında bir edebiyat gönüllüsü var: Cihat Albayrak… İstanbul’daki okul yıllarının ardından memleketi Van’a dönen Albayrak, Erciş’te uzun süre edebiyat konusunda bir eksiklik hissetmiş. Bunun üzerine kolları sıvayıp etrafındaki şiire, öyküye meraklı insanları toplayıp bir dergi çıkarmaya karar vermiş. ‘Huzur Koleksiyoncusu’ isimli bir şiir kitabı da olan Hayal Bilgisi Dergisi Yayın Yönetmeni Cihat Albayrak ile Hayal Bilgisi’ni ve taşrada dergiciliği konuştuk…

12 sayı Van'da çıkan bir edebiyat dergisi için oldukça uzun bir yayın hayatı demek aslında. 2011'den beri Van'da birkaç sayı yayınlandıktan sonra kapanan çok kıymetli dergilerimizi saymazsak, devam edebilen tek dergi Hayal Bilgisi tek edebiyat dergisi. Nasıl başladı bu yolculuk?

2010'da İstanbul'daki üniversite eğitimimin ardından Erciş'e döndüm. İstanbul'da genç bir edebiyat meraklısı olarak çok fazla okumuş ve yazmıştım. Edebiyat dergilerini tanıyor, çalışma ofislerini ziyaret ediyor, öğütler alıyor ve işin mutfağında öğrenebileceğin kadar çok şey öğrenmeye çalışıyordum. Birkaç iyi niyetli insanın bir araya gelerek ortak bir eser meydana getirmeleri beni oldukça heyecanlandırıyor ve yazmak konusundaki hevesimi artırıyordu. 
 
Van'a, Erciş'e dönünce uzun süre edebiyat konusunda bir eksiklik hissettim. Şiire, öyküye meraklı insanlar vardı ama hepimizi bir araya getirecek ve benim de İstanbul ve Anadolu'nun geri kalanı ile bağlarımı koruyabileceğim bir bahaneye ihtiyacımız vardı. Hayal Bilgisi bu bahanenin ürünüdür. Kendinden kapaklı, 32 sayfa, renksiz; yani olabildiğince fakir ama fakir olduğu için çok kıymetli bir ilk sayıya sahip oldu Hayal Bilgisi. Van ve Erciş'ten birkaç kişi hariç genel olarak başka illerden eser sahipleri yer almıştı Hayal Bilgisi'nin ilk sayısında. Bunlardan biri de şu anda eşim olan Ayşe Ünsal'dı.

Ayşe Hanım ile Hayal Bilgisi'nin ilk sayısına gönderdiği bir öyküsü üzerine tanıştık. Ayşe'nin 'Bir tatlı huzur almaya geldim' alıntısı ile başlayan öyküsü, zamanla ikimizin de huzur bulduğu, evlilik kurumuna kadar taşıdı bizi. Hayal Bilgisi'nin 8. sayısını ilk kez düğünümüz esnasında düğün salonundaki davetlilere dağıtmıştık.

Türkiye'de bir edebiyat dergisinin vesile olduğu başka evlilik var mıdır bilmiyorum...
 Hayal Bilgisi hala bir bahane bizim için. Eşimle birlikte yeni sayılar hazırlarken, her sayıda yeniden inandırıyoruz kendimizi Hayal Bilgisi ifadesinin derginin adı değil bir iyilik projesi olduğuna.
Bu nedenle 2011'den beri başta çocuklar olmak üzere, hassasiyet gösterdiğimiz pek çok konuda projeler geliştirerek iyilikler yapmaya çalışıyoruz. Deprem sürecinde derginin Türkiye'nin dört bir yanından yüzlerce okuru bize büyük destek oldular ve biz bir o kadar çocuğu sevindirdik. Para ile satın alınamayan iyilikleri önemsiyoruz biz. Van'daki çocukların İstanbul ile İzmir ile mektup arkadaşlığı kurmasını sağladık. Bir köyümüzde çocuk kütüphanesi kurduk. Bunun gibi çabalar ile kağıdın ve kalemin; kelamın dahi bir araç olduğunu aklımızdan çıkarmadık. Yaklaşık iki yıldır eşimle birlikte, üç ayda bir Hayal Bilgisi'ni sürdürmeye çalışıyoruz.

Dergiyi Van’da çıkartıyorsunuz, imkân açısından zorluklar yaşıyor musunuz?

Anadolu'nun birçok şehrinde edebiyat dergisi çıkaran dostlarımız benzer sorunlar yaşıyor. Dağıtım ve matbaa en büyük sorun elbette.

Türkiye'de genel tabir ile 'taşra dergiciliğinin' yaşadığı en büyük sorun dağıtım sorunudur. Maalesef özellikle zincir kitabevlerinin 'taşeron' mantığı ile 'dağıtımcı' firmaları aracı yaparak maliyetleri yükseltmesi de dergilerin dağıtımının önünü kesiyor. Bunun neticesinde esasında ülke edebiyatın oldukça büyük bir zenginlik katabilecek nitelikli edebi içerik maalesef yeterince okunma fırsatı bulamıyor.

 Son zamanlarda e-dergi seçeneği ile Hayal Bilgisi olarak büyük oranda bu anlamdaki eksiğimizi kapattık. Pek çok edebiyat dergisi artık hem matbu hem de e-dergi olarak yayın hayatına devam ediyor. Özellikle Anadolu'daki edebiyat dergileri maddi kaygı taşımadıkları için e-dergi yayınını bir fırsat olarak görüp değerlendiriyorlar. Hayal Bilgisi e-dergi seçeneğiyle her sayısında ortalama 5 bin farklı kişi tarafından okunuyor.

Van'da uzun yıllar edebiyat dergiciliği adına çaba gösterilmediği için ilk zamanlar emeklerimiz angarya olarak görüldü. 'İşin gücün yok mu, paran mı çok, edebiyat karın doyurmaz' klişelerinin pek çoğuna maruz kaldık. Makam sahibi insanlar şiirden ve öyküden ibaret Hayal Bilgisi'ni bir siyasi uç noktayla, kötü emellerle, ticari faaliyetle etiketlemeye çalıştılar. Ancak zamanla biz bütün önyargıları aştık ve 2013 yılındaki 1. Van Kitap Fuarında kendimizi ilk kez Van'da edebiyat bağlamında ev sahibi gibi hissederek ülke edebiyatında var olduğumuzu fuara katılan yazar ve şairlerin ilgisi ile kanıtladık. Bu tarihe kadar özellikle Van dışında tanınan ve okunan Hayal Bilgisi Vanlılar ile tanıştı ve bağlarını güçlendirdi. Yaklaşık iki yıl edebiyat dergisinin ne demek olduğunu ve neden kapağında yalnızca benim ismimin yazmadığını anlattık. Yerel gazetelerde ve radyolarda, internet sitelerinde çağrı yaptık Van'daki gizli şair ve öykücülerimizin eserlerini bizimle paylaşması için. Artık Hayal Bilgisi'nde daha fazla Vanlı ve Ercişlinin eserleri var. 2011'den beri bizzat çaba göstererek 10'dan fazla kitabın yayınlanmasını sağladık. 'Van'da Kitap Fuarı Yapılsın İstiyoruz' diyerek kampanya başlattık ve geçen yıl bunun neticesini aldık. Söyleşiler ve imza günleri düzenledik. Ulusal basının Van'ı ve Van'ın edebiyatını görmesi için çabaladık ve yazılı/görsel basında eserlerimizin yer bulmasını sağladık.

Bütün bunları siyasetçi ağzı ile anlatırken çok mutluyuz, çünkü biz isimlerimizi değil, eserleri ve ortak bir çabanın ürünü olan bir edebiyat dergisini büyüttük. Yalnızca insanların şiire-kitaplara-öyküye bakış açısını biraz olsun değiştirebildiğimiz için mutluyuz.

Edebiyatın yaşam tarzını belirlediği bir geleneğe sahip olarak, bugün yapmaya çalıştığımız şey gündelik hayatlarımıza daha fazla okumak ve iyilik yapmak eylemlerini katmaktır.
 
Nasıl geri dönüşler ve tepkiler alıyorsunuz?

Hayal Bilgisi'ne eserlerini gönderen hemen herkese mutlaka cevap veriyor ve sohbet ediyoruz. Eserler kadar insanları da tanımaya gayret ediyoruz. Hayal Bilgisi'ne bir şair ya da öykücü kazandırmadan önce, kendimize dostlar kazandırıyoruz. Çünkü kendini kelimeler ile iyi ifade edemeyen insanların, çoğu zaman eylemleri ile bizi utandırabildiğini öğrendik.

Editörler olarak haddimizi biliyoruz. Bu şiir değildir, böyle öykü yazılmaz demiyoruz asla. Ya da yalnızca eserin sahibine bakarak 'harika, tebrikler' gibi refleks tepkiler vermiyoruz. Aksine, kendi eserlerimiz için de bizzat eleştiriler talep ediyoruz. Bu samimiyetin neticesinde, sayfaları ipoteklenmiş pek çok edebiyat dergisinin aksine Hayal Bilgisi her yeni sayısında ilk sayı heyecanı ile yeniden doğdu. Dergide yazısı olsun olmasın, insanlar Hayal Bilgisi etrafında dostluklarını sürdürdü.
 
Anadolu'da pek çok şehirde ilk kez Hayal Bilgisi'nde eserleri yayınlanan arkadaşlarımız yerel edebiyat dergileri çıkarmaya başladılar. Bugün beş kadar şehirde farklı dergiler olarak ama az çok benzer bir kadro ile yolumuza devam ediyoruz. Bir yarış hali yok Anadolu dergilerinde. Yalnızca iyilikte yarışıyoruz, ki biz Hayal Bilgisi olarak Anadolu'daki bu güzel arkadaşlarımızdan bu noktada hep örnek alıyor ve öğreniyoruz.

Her yeni sayımızda, dergiden alıntılarla hazırladığımız bir video yayınlıyoruz. Bu videolar eserlere ve insanlara verdiğimiz değeri somutlaştırdığı için Hayal Bilgisi'ni bilen herkes, bize sempati ile bakıyor. İstanbul'da çıkan dergiler bu samimiyeti tesis edemiyorlar, profesyonellik kaygısı öncelikle samimiyetin, ardından da kalitenin/yaratıcılığın önüne geçiyor. İstikrarla yayınlanan, satılan, 'itibar' gören ama ille de 'okul' olamayan dergilerimiz özellikle genç edebiyatçılar için asık suratlı adamlar gibi bir psikolojik engele dönüşüyor.

Her yeni sayı, özellikle hazırlık sürecinde bize çok şey öğretiyor. Yeni insanlarla, kavramlarla, fikirlerle tanışırken; dersler alıyor ve hayatı öğreniyoruz. Derginin isminin Hayal Bilgisi olmasını biraz da bu öğrenme açlığına bağlayabiliriz.

Van'da bu gayreti gösterdiğimiz için, ülke genelinden çok büyük bir ilgi görmüş ve beğeni almıştık. İlk zamanların ardından, artık Van'da da bu olumlu tavır ile karşılaşıyoruz.
 
Hayal Bilgisi’nin bir yanı da, aslında, sosyal sorumluluk…

Elbette. Zaten Hayal Bilgisi öncelikle bir derginin adı olarak değil, bir ekibin adı olarak doğdu. Bu ekip, Van'da Hayal Bilgisi Edebiyat Dergisi'ni bir sosyal sorumluluk projesi olarak yayına hazırladı. Müthiş bir yazılı ve sözlü geleneği olan Van'ın, kendini ifade edebileceği bir edebiyat dergisinin olmaması düşünülemezdi. Bu eksiği kapatmaya çalıştık, çalışıyoruz.

Hayal Bilgisi Edebiyat Dergisinde biz okura pek çok kere sürprizler sunduk. Dergi paketlerinin içine tohumlar koyarak çevre bilinci oluşturmaya çalıştık. Depremin ardından çıkan 6. sayımızın içine, her biri ayrı bir Ercişli çocuk tarafından çizilmiş ve depremi konu alan 500 resim koyduk. Yurtiçi ve yurtdışında pek çok insana ulaşan bu sayı, deprem gerçeğini çocukların bakış açısından ifade etmeye çalıştı. Görme engelliler için eserlerimizi seslendirdik ve CD'leri ücretsiz dağıttık. Hayal Bilgisi ekibinin destekleri ve benim öğretmen olarak çocuklara ulaşabilmem neticesinde, öğrenciler için sayısız proje yaptık. Hiçbir şiir çocukların tebessümü kadar mutlu etmedi bizi. Öte yandan zaten, dergimizdeki eserlerin konuları çoğunlukla çocukluk temasını taşıyor.
 
Dergi, talep eden öğrencilere bedava… Bu bize, bu işi, maddi kaygı ile yapmadığınızı gösteriyor. Hoş, dergicilikle para kazanmak ulusal yayınlar için dahi kolay değil… Beklentileriniz neler?
 
Para kazanmaktan bahsetmiyorum bile. 'Başardık' demek de istemiyoruz. Sanırım sadece 'öğrenmek ve keşfetmek' için bütün bir gayretimiz. Karıncalardan, ilkbahardan, çocuklardan, kaleme heyecanla sarılan şair ve öykücülerden çok şey öğrendik bu güne kadar. Hayal Bilgisi bir okul oldu. Ama en çok da bu dergiyi çıkaran kadro, editörler için bir okul oldu. Para ile ölçülemeyecek bir emeğin sonucu edebiyat dergileri. Bu nedenle kitapçılar kaç liradan satarsa satsın, bence bedavalar... Delilik denebilir. Ama ben her sayıda daha fazla para kaybedip, yeni sayı için daha fazla heyecanlanmanın adına delilik değil, inanç diyorum.

Derginize şiir, öykü, yazı gönderenler genelde Van halkından mı? Kimlerle irtibat halindesiniz?

Hayal Bilgisi'nin hayatımıza dahil ettiği en önemli isimlerden birisi aslında Vanlı olmamasına rağmen, hem edebi kişiliği hem de gündelik hayatı ile artık bir Vanlı olan Müştehir Karakaya'dır.

Uzun yıllar dergicilikle uğraşmış, ömrünü şiirle doldurmuş bir isim. Van'da yaşaması bizim için büyük şans. Mütevazı bir insan. Bir ağaca çarpsa özür dileyecek, herhangi bir kitabı yere düşürse, öpüp başına koyabilecek kadar... Edebiyatın edep ile başlayabileceğini ondan öğreniyoruz. Bir araya geldiğimizde, derginin yeni sayılarını ona verdiğimizde, etrafımızdakilerin fark etmediği bir hazine bulmuş gibi gözleri parlayarak bakıyor Hayal Bilgisi'ne. Yapabileceğimiz fedakarlıkların sınırını onun inancı ve heyecanı ile çiziyoruz ki bu da Hayal Bilgisi için güzel bir gelecek vadediyor.
 Trabzon, Konya, Gaziantep edebiyatın hareketli olduğu şehirler. Pek çok dostumuza Hayal Bilgisi'nin yeni sayılarını gönderirken mutlaka mektuplar yazıp ekliyoruz.

Küçük şehirlerde yaşayanlar, sanata olan ilgililerini çoğu zaman bastırmak zorunda kalabiliyor. Hayal Bilgisi ve benzeri yerel işler, kimileri için bir sebep olabilir… Van’da, Hayal Bilgisi sayesinde edebiyata yönelenler var mı?

Edebiyatla ciddi şekilde ilgilenen, kaliteli eserler üreten insanlar da var Van'da, ama evine Kur'an'ın Arapçasından ve çocuklarının ders kitabından başka kitap girmemiş pek çok kişinin evinde şimdi Hayal Bilgisi var. İlk kez Hayal Bilgisi'nde şiir okumuş insanlar var. Bizi arayıp, derginizi çok beğendim, ben de bir şiir yazdım diyerek, hayatında ilk kez şiir yazan ev hanımları var. Lise öğrencilerinin ilgisi büyük. Ama üniversitenin ve öğretmenlerimizin ilgisi maalesef hala istediğimiz oranda değil.

Yayınevleri sizinle irtibat kuruyor mu? Takip ediyorlar mı?

Yayınevleri ile değil ama edebiyat dergileri ile iletişim kuruyoruz. Bazı dergiler maalesef sessiz kalıyor. Ama Dergah gibi bazı dergiler ve Mustafa Kutlu gibi bazı güzel insanlar, ilgi ve yorumları ile bizi yüreklendiriyorlar.

Nazım Payam, bir röportjamızıda, ‘Her edebiyatçı öncelikle yerel çevresini algılar ve bu çevreyi işler. Sonra millî çerçeveye yönelir. Bu yönlenmeler onu usul usul evrenselliğe iter.’ demişti. Siz ‘edebiyatçı/sanatçı – yerel’ ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ben yerel, ulusal, evrensel gibi bir ayrım yapmadığım gibi bunun aşama biçiminde olabileceğini de kabul etmiyorum. Evrensel değerlere, bakış açısına, bilgi birikimine sahip olmadan yerel böyle bir çalışmaya girişmek her açıdan eksik, yetersiz ve tehlikeli olacaktır. Yalnızca yerel çevreyi konu alan çalışmalar edebi açıdan kıt olacağı gibi, eser sahibini de verimsizleştirecek, sınırlayacaktır. Bu yüzden, edebiyat dergileri bağlamında hem ekip hem de içerik mutlaka yereli, ulusalı ve evrenseli harmanlamalıdır.
 
Van'ı ve Erciş'i çok önemsiyoruz. Ama her nerede yaşıyor olsaydık, orayı önemserdik. Van'ı önemsemek görevini Allah bize layık gördüğü için önemsiyoruz Van'ı. Ve Vanlı Ercişli okurlarımızı önemsediğimiz için Hayal Bilgisi ulusal ve evrensel niteliğe de sahip.

Burada Gaste Erciş adlı bir yerel gazete hazırlayarak çıkarıyoruz. Kültür-sanat ağırlıklı bir içeriğe sahip olan gazetede şehrin sorunlarına pratik çözümler sunuyoruz. Yapıcı eleştiriler ile daha yaşanılabilir bir şehir oluşması için çaba harcıyoruz.

Öğretmen olduğum için, okulda çocuklarla pek çok konuda etkinlikler yapma fırsatım oluyor. Şiiri ve edebiyatı, okumayı sevdirmeye çalışıyorum. Yazmaları, kendilerini ifade etmeleri için yüreklendiriyorum. Birlikte Van Gölü'nü, İnci Kefallerini, Süphan Dağı'nı, Van Gölü Canavarı'nı konu alan masallar yazıyoruz. Büyüyünce ne olmak istiyorsun diye sorulduğunda şair olmak istiyorum diyen çocuklarımız var ülkemizin en doğusunda. Bunun huzurunu hiçbir şeyde bulamıyorum...

 (iletişim: [email protected])