Açlığa Doymak'tan Muhteşem Gala

Dün akşam Zübeyr Şaşmaz'ın "Açlığa Doymak" filminin galasındaydım. Samimiyetle söyleyebilirim ki; Zübeyr Şaşmaz, Açlığa Doymak isimli filminde ölüm oruçlarını, halvet ve güzellik konularını ortak bir yapı içersinde beyazperdeye aktarıyor. Film, birbirlerinden farklı dünyalarda yaşayan üç insanın sıradan hayatlarının, ölümü dileyecek kadar büyük bir azaba dönüşmesini anlatıyor.Açlığa Doymak, “Ruhsal bir azap bedensel bir acıyla yenilebilir mi? İnsan en temel ihtiyacı olan yeme içme arzusunu bir amaç uğruna kesebilir mi?” sorusuna cevap arıyor. Filmin başrollerinde Mete Horozoğlu, Hazar Ergüçlü, Didem Balçın ve Ali Sürmeli başarılı performanslarıyla göz dolduruyorlar.



Zübeyr Şaşmaz: Bu film kendi hayalimi gerçekleştirdiğim ilk film. Bu yüzden benim için çok önemli. Kendi hayatımdan 30 sene biriktirdiğim mevzudan çok fazla şey var. Film’de üç tane açlık hikâyesi var. Üç açlık bu karakterlerin amaçları değil amaçlarına ulaşmak için yoları diye tanımlayabiliriz.

Didem Balçin: Ben bu kadar etkileneceğimden korkuyordum. Ve korktuğum başıma geldi. Zubeyr Şaşmaz hayallerini gerçekleştirmiş.. Onun hayalini gerçekleştirmesinde oyuncular katkıda bulunuyorsa ne mutlu bize. Oyunculukların çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Ben film’den gerçekten çok etkilendim. Burcu karakterine hazırlanırken makyaj provaları yapıldı. Beş haftalık bir süreç yaşadık. Burcu ile karşılaşmak biraz etkiledi. Birazda korkuttu. Bütün süreçte onunla çok bağdaştım. Çünkü her kadının hayatının bir döneminde bir burcu var.




Hazar Ergüçlü: İkinci sinema filmim. Filmi hep beraber izledik hala etkisi altındayım. Kendini izlemek çok zor bir duygu. Bütün oyuncu arkadaşlarımı Zubeyr Şasmaz’ı ve teknik ekibi çok tebrik ediyorum. Çok güzel bir iş çıkardık. Sena karakterinin öncesini kurduk ve çalışmalara başladım. Tıpta okuyan naif gencecik bir kızı oynuyorum. Sonra kırılma noktası oldu abisini kaybetmesi ve sonra intikam almak istedi. Ölüm orucuna pişmanlığından girdi. Ölüm orucu siyasi bir eylem olarak görünse de Sena’nın çok kişisel. Bir iç çatışma yaşıyor.

Mete Horozoğlu: Senaryoyu okuduğumda etkilendiğim sahneleri filmde de gördüm. Bu beni iyi hissettirdi. Role Eyüp’ün kırılma noktasında ki önceki halini konuşarak hazırlandım. Eyüp’ün ruhsal halinin çözümlemesini yaptım. Eyüp karakterinin halvete girişi halvette ki kendi davranışı çıktıktan sonra ki davranışı. Sena karakterinin aynı şekilde ölüm orucuna girmesi. Bir de dış güzellik üzerine yapılan bir açlık var. Bu karakterler anlaşılırsa filmimizde anlaşılacak. Bizim neden aç kaldığımız da anlaşılacak Bütün arkadaşlarımız gala gecesinde bizi yalnız bırakmadı mutluyuz.