24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Kortejde sevgi seli

49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali etkinlikleri ikinci gününde de hız kesmeden devam etti. Günün en renkli etkinliği geleneksel Altın Portakal korteji ve sonrasında Büyükşehir Belediyesi önünde yapılan kırmızı halı geçişiydi. Kortej sırasında sokakları dolduran Antalyalılar Yeşilçam yıldızları ile buluştu. Kırmızı halı geçişi ise renkli görüntülere sahne oldu.

8 Ekim 2012 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Kortejde sevgi seli
Atatürk anıtına çelenk konuldu

Festivalin ikinci gün etkinlikleri Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve AKSAV Şeref Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve sinema emekçilerinden oluşan bir heyetin, Cumhuriyet Meydanı’ndaki Atatürk Anıtı’na çelenk koyması ile başladı. Antalyalı sinemaseverler törene katılan Yeşilçam yıldızları ile buluşma fırsatı buldu.

Geleneksel Altın Portakal korteji, bir çok sinema sanatçısının katılımıyla gerçekleştirildi. Kortej öncesinde AKM’de yapılan açılışta konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Türkiye Cumhuriyeti’nin hoşgörü ile yönetilmesi için iyi bir muhalefetin gerektiğini söyleyerek “Türkiye’nin kaliteli demokrasiye ihtiyacı var. Hasdal ve Silivri’ye özgürlük” dedi. Korteje Başkan Akaydın ve Türkan Şoray öncülük etti. Korteje Antalyalı sinemaseverlerin ilgisi de büyük oldu. Antalya Kültür Merkezi’nden (AKM) yola çıkan kortej 100’üncü Yıl, Güllük, Cumhuriyet ve Atatürk Caddelerinden geçerek Büyükşehir Belediyesi önünde son buldu. Kortej geçişi sırasında Antalyalılar sokakları doldurdu. Sinemaseverler Yeşilçam yıldızları ile fotoğraf çektirmek için birbirleriyle yarıştı. Sokak Sanatları Atölyesi sanatçılarının canlı heykel görünümünde yer aldığı kortej geçişine, Yaşam Akademi Derneği sanatçıları ile Anadolu Ateşi dansçıları renk kattı. Kortej geçişinden sonra düzenlenen kırmızı halı töreninde ve sonrasında Büyükşehir Belediyesi’nin terasında sanatçılar, sevenleriyle buluştu. Başkan Mustafa Akaydın’ın evsahipliğinde gerçekleşen resepsiyona katılan yıldızlardan Salih Güney, Antalyalılardan gördüğü ilgiden memnuniyetini belirterek “Ne Koç ne de Sabancı zengin. Biz onlardan daha zenginiz. Böyle bir ilgi ve sevgi para ile satın alınamaz” dedi.

Festivale emeği geçenler unutulmadı

Törenin ardından aralarında ünlü Hollywood yıldızı Udo Kier’in yanı sıra oyuncular Nuri Alço, Yusuf Sezgin, Suna Yıldızoğlu, Süleyman Turan, Ahu Tuğba, Mine Soley, Tuğrul Mete ve Coşkun Göğen’in de bulunduğu heyet Başkan Akaydın ile birlikte festivale emeği geçenlerin mezarlarını ziyaret etti. Antalya Film Festivali düşüncesinin mimarı, kısa metraj filmciliğini ülkemize getiren ve bu dalda kazandığı 8 Altın Portakal ile hala en fazla Altın Portakal kazanan yönetmen ünvanının sahibi olan Behlül Dal; festivalin kurucusu ve dönemin Antalya Belediye Başkanı Avni Tolunay, Türk sinemasının en ünlü ‘kötü adam’larından Hayati Hamzaoğlu ve ‘Sinema Ansiklopedisi’nin yazarı, onlarca kitabı çevirerek edebiyatımıza kazandıran Rekin Teksoy, mezarları başında anıldı. Uncalı Mezarlığı’ndaki şehitliği de ziyaret eden gruptaki Hollywood yıldızı Udo Kier’in de mezarların başında dua etmesi dikkatleri çekti.

Türkan Sultan’a armağan

Festivalin onur konuğu Türkan Şoray şerefine Antalya Kültür Merkezi’nde düzenlenen ve sinema yazarı Atilla Dorsay’ın çektiği 47 portre fotoğraftan oluşan ‘Türkan Sultan’a Armağan’ sergisi açıldı. Sergiye Antalyalıların ilgisi büyüktü. AKM’ye gelişinde ilk olarak Başkan Akaydın, Selda Alkor ve beraberindekilerle bir süre sohbet eden Türkan Şoray, daha sonra beraberindekilerle açılış kurdelesini kesti.

“Büyük sürpriz oldu”

Türkan Şoray, Atilla Dorsay ve Başkan Mustafa Akaydın ile birlikte açılıştan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başkan Akaydın’a teşekkür eden ve “Antalyalılardan gördüğü sevecen ilgiden çok mutlu olduğunu” belirten Şoray, “Atilla Bey zaten o kadar çok yönlü ki; müzik, sinema sanatı, kitap ve fotoğraf... Biraz farkında olmadan hayatın içinden bu kareleri yakalaması benim için çok büyük bir sürpriz oldu. Bu bana bir yakını olarak değer verdiğini ve ilgilendiğini gösteriyor. Onun için de kendisine çok teşekkür ediyorum ve öpüyorum onu” diye konuştu.

“Yeter ki böyle bir yüz olsun”

Atilla Dorsay ise Türkan Şoray’a çalışmalar sırasında hiç poz verdirmediğini, sanatçıyı çeşitli festivallerde, sahnede, tv programında ve ödül alırken doğal haliyle fotoğrafladığını söyleyerek “Güzel insanlar, güzel yüzler yakaladığınız zaman birazcık da şansınız varsa çok güzel resimler çekmek mümkün. Yeter ki böyle bir yüz olsun” diyerek Türkan Şoray’a olan hayranlığını belirtti.

“50’nci yılda filmle geleceğim”

Gazetecilerin sohbet sırasında Başkan Mustafa Akaydın, “Bu yıl aldığı Sanatta Sosyal Sorumluluk Onur Ödülü ile birlikte 5 kez Altın Portakal alan Şoray’a ‘fahri hemşehrilik’ verecek misiniz?” sorusuna, “Tabii ki, her zaman” diyerek yanıtladı ve yanındaki görevlilere Şoray için kentin anahtarını ve bir fahri hemşehrilik beratı hazırlamaları için talimat verdi.

Akaydın, anahtar ve berat karşılığında Türkan Şoray’dan Antalya’ya bir kez daha gelmesi için söz aldı. Akaydın’a teşekkür eden Şoray, bir dahaki gelişinin festivalin 50. yılında ve bir film ile olacağını söyledi.

Türkan Şoray ise sergiyi gezdikten sonra kendisini görmek için AKM’de toplanan Antalyalılara, “Sevginiz sonsuza kadar kalbimde yaşayacaktır” diye seslendi.

Albüm kitap yayınlanıyor

Dorsay’ın arşivinde yer alan Türkan Şoray fotoğrafları, festival yayınları arasında bir albüm kitap olarak okurla buluşturuluyor.

Sinema yazarlarının duayeni Atilla Dorsay, dijital fotoğrafçılığa geçmenin getirdiği kolaylık ve o yıllardaki sayısız karşılaşmanın sağladığı fırsatlarla; hep dostu olan ve dostu kalan Türkan Şoray’ın özellikle 2007- 2012 yıllarında bol bol fotoğrafını çekmiş. Festivaller, kutlama günleri, bayram ziyaretleri, “Altın Kızlar” dizisinin seti ya da NTV’deki “Sinema Benim Aşkım” belgesel dizisinin çekimlerinde Şoray, farklı dekorlarda, değişik ışıklarda, çeşitli giysilerle Dorsay’ın objektifine konu olmuş.

Albüm kitapta, Atilla Dorsay’ın objektifinden Türkan Şoray karelerine, aralarında Mehmet Açar, Taha Akyol, Yazgülü Aldoğan, Yavuz Baydar, Ali Bulaç, Refik Durbaş, Ülkü Erakalın, Refik Erduran, Burak Göral, Prof. Dr. Gülseren Güçhan, Rahşan Gülşan, Kadir İnanır, Rıza Kıraç, Prof. Dr. Oğuz Makal, Zeynep Oral ve Ahmet Ümit gibi önemli isimler yer aldığı isimlerin yazıları eşlik ediyor.

Atilla Dorsay, albüm kitabın telifi ve satışından gelecek geliri UNICEF Türkiye’ye bağışlayacak.

İlk gala “Menekşeden Önce”

49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin ilk galası “Menekşe’den Önce” filmine ilgi çok büyüktü. AKM Perge Salonu’nu tıka basa dolduran izleyiciler, Sivas Madımak katliamını anlatan filmin ilerleyen dakikalarında gözyaşlarına hakim olamadı.

Soner Yalçın’dan mektup var

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı & AKSAV Şeref Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Akaydın ve eşi Dr. Günseli Akaydın da filmin izleyicileri arasındaydı. Yapımcı Halide Didem Kurt, gösterimden önce Soner Yalçın’ın gönderdiği mektubu okudu: “Onurumla girdiğim ve onurumla çıkacağım Silivri’den herkese selam. Kör zindanlardan, kitabımla ve bu belgeselimle sizlerleyim. Türkiye’deki iktidarlar, cesur ve bilgili gençleri, aydınları hiç sevmedi, eziyet etti, hapse attı, faili meçhul cinayetlere kurban etti. Yetmedi; sonunda Madımak’ta yaktı. Bugün en çok ihtiyaç duyduğumuz cesarettir. Zihinsel çürümeye izin vermeyeceksiniz.”

Acıyı anlatmak

Madımak'taki yangında iki kardeşi ölen ve kendisi de katliamdan sonra doğan Menekşe'nin, o günleri araştırmaya başlamasının öyküsünü anlatan belgesel, dönemin tanıklarını konuşturarak yaşanan acıyı tüm çıplaklığıyla gözler önüne seriyor. Film, izleyenler tarafından dakikalarca alkışlandı.

Gala gösteriminin ardından yapılan söyleşide, filmin yapımcısı Halide Didem Kurt, filmin müzik danışmanı Güvenç Dağüstün ve Madımak otelinde öldürülen 33 kişiden biri olan şair Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok izleyicilerle buluştu. Mustafa Akaydın ve festival komitesine teşekkürlerini ileten Zeynep Altıok, “Ülkemizde düşüncelerin öldürülmesi hâlâ devam ediyor. İnsanlık suçlarında zaman aşımının olması mümkün değildir. Sanatçılar, gazeteciler ve öğrenciler tutuklanıyor. Soner Yalçın’ın Silivri’deki hücresinden bu filmi yapması, çaba göstermesi ve mesleğinin ötesinde onuru için bu belgeseli tamamlamasını çok anlamlı ve toplum adına uzlaştırıcı buluyorum. Biz Dersimler, Maraşlar, Çorumlar olmasın istiyoruz” diye konuştu.

Filmin yapımcılarından Halide Didem Kurt ise Soner Yalçın’ın avukatları aracılığıyla kendilerine gönderdiği notlar üzerinden filmin çekimlerini tamamladıklarını ve Sivas katliamını yaşayan insanların acılarını daha çok kişiye duyurmak adına, filmin en kısa zamanda ülke çapında vizyona girmesi için büyük çaba sarf ettiklerini dile getirdi.

Soner Yalçın hâlâ tutuklu

Soner Yalçın’ın Oda TV davasından tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmeden önce çekimlerine başladığı “Menekşe’den Önce”, Yalçın’ın isteği üzerine arkadaşları tarafından tamamlandı.

Derin Düşün-ce’ye hem övgü, hem eleştiri yağdı…

Yönetmen Çağatay Tosun’un “Derin Düşün-ce” adlı filminin galası, film ekibinin de katılımıyla AKM Aspendos Salonu’nda gerçekleştirildi.

Yoğun ilgi gören film, senaryosu nedeniyle seyircilerin bir kısmı tarafından eleştirilirken, bir kısmı tarafından da “Ülkemizde yüzleşmekten kaçındığımız gerçekleri” yansıttığı gerekçesiyle övgüler aldı.

Gala sonrasında gerçekleştirilen söyleşide yönetmen Çağatay Tosun, film hakkındaki eleştirilere ve sorulara yanıt verdi. Seyircilerin filmde baba-kız arasında ensest ilişki olduğunu öne sürerek gösterdiği tepkiye cevaben “Toplumsal eleştiri yapmak, aile kavramını sorgulamak ve yetişkinlerin çocuklar üzerindeki etkilerini göstermek amacıyla bu filmi yaptıklarını” belirterek “Filmde kötü bir aile yapısı altında doğmuş, hayatı kendi başına kalarak öğrenmek zorunda bırakılan kız ile babası arasındaki sevgiyi anlattıklarını ve olması gerekenin dışında bir temas ya da ilişki olmadığını vurguladı. Filmin Türk sinema kriterlerine uygun olmasa da geleneksel aile yapısına uygun olduğunu anlatan Tosun, “Önyargılara karşı baba ile kız arasındaki olayları samimi, sıcak bir anlatımla sunmaya çalıştık” dedi.

Elveda Katya duygu dolu anlar yaşattı…

Festivalin ikinci gününde galası yapılan filmlerden biri de yönetmenliğini Ahmet Sönmez’in üstlendiği “Elveda Katya” oldu. Ulusal Uzun Metraj kategorisinde yarışan filmin gösterimi AKM Aspendos Salonu’nda gerçekleştirildi.

Başrollerini Kadir İnanır, Anna Andrusenko, Caner Cindoruk gibi isimlerin paylaştığı filmin çekimleri, Trabzon, Rize ve Batum çevresinde gerçekleştirildi.

Yetimhanede büyüyen ve 18 yaşında babasını bulmak üzere Batum’a gelen Rus kızı Katya’yla, babası Yunus Kaptan’ın hüzünlü yaşam öyküsünü anlatan filmin gösterimi sırasında izleyiciler gözyaşlarına hakim olamadı.

Gösterim sonrasında gerçekleşen söyleşide sinemaseverler filme övgüler yağdırdı. Yönetmen Ahmet Sönmez, film üzerinde 1 yıldan fazla süredir çalıştığını ve senaryonun yaşanmış bir hikayeden uyarlandığını, filmin baş karakteri Katya’nın da Moskova’da yaşadığını söyledi. Sönmez, “Bu zamanda önyargılarımız vicdanımızın önüne geçti. İnsanların vicdanlarına dokunmak amacıyla bu filmi çektik” dedi.

Türk Kardeş ayakta alkışlandı

Sovyet yönetmen Victor Turin’in, senaryo ve kurgu tekniği açısından bir başyapıt olarak kabul edilen TÜRKSİB (Türk Kardeş) belgeseli, British Film Enstitüsü katkılarıyla 49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gösterildi.

Gelenekselleşen “Pelikülün İzinde” bölümünde izleyiciyle buluşan TÜRKSİB’in gösterimine, ünlü İngiliz grubu Bronnt Industries Kapital canlı müzik performansıyla eşlik etti. 1929 tarihli belgesel, dönemin güç koşullarına rağmen son derece başarılı çekimleri ve kurgusuyla izleyicilerden tam not aldı. Belgesele büyük bir uyum sağlayan Bronnt Industries Kapital’in canlı müzik performansı ayakta alkışlandı.

Filmde, Sovyetler Birliği döneminde yapılan; günümüz Özbekistan’ından Kazakistan çöllerine, oradan Sibirya’ya uzanan 1445 kilometrelik Türkistan – Sibirya demiryolu inşaatı konu ediliyor. Demiryolunun yapımı sırasında ıssız doğanın acımasız koşulları karşısındaki insan manzaralarını izlenimci bir yaklaşımla ele alan TÜRKSİB belgeseli, senaryo ve kurgu tekniği açısından bir başyapıt olarak değerlendiriliyor.

Çanakkale çocukları

Sinan Çetin’in yönetmenliğini yaptığı ve eşi ile iki oğlunu oynattığı “Çanakkale Çocukları” adlı film, Altın Portakal Film Festivali kapsamında izleyici ile buluştu. AKM Aspendos Salonu’nda yapılan gösterime filmin oyuncularından Wilma Elles de katıldı. Elles yaptığı “Savaşlar olmasın” dedi.

Konsere büyük ilgi

Festivalin ikinci gün etkinlikleri akşam Yüksek Sadakat müzik grubunun Habipler Kapalı Pazar Yeri’nde verdiği konserle sona erdi. Konsere Antalyalıların ilgisi büyük oldu.

49. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali 3. gün etkinlikleri ile bugün de devam edecek.