Uluç sert çıktı! Niye mecbur kalsın

Hıncal Uluç Galatasaray'ın içinde bulunduğu durumu yorumladı.

 

Niye mecbur kalsın!

Gazetelere bak; fena halde Yalman'a çekil baskısı var. Çekilsin ki Aysal mecbur kalmalıymış başkanlığa. Galatasaray'ı batıran adama niye mecbur kalınsın! Alp Yalman, Galatasaray'ın temelini atan adam. Bir kişinin, Aysal'ı desteklememesi için şu Fenerli medyanın çıkardığı yaygaraya bakmak yeterli

 

Ünal Aysal aday olmayacağını açıkladı, geri dön çağrılarına da, "Dönersem beni keserler" diye yanıt verdi. Alp Yalman şu için tek aday olarak görülüyor. Seçim kulislerinden size neler yansıdı? 

 

Ben halen, bunlara inanmamaya devam ediyorum. Çünkü Ünal Aysal, Florya'da futbolculara yemek verirken kapıda birtakım adamlar 'Bizi bırakma başkan' diye bağırıyorlar Kim onlar? O bağıranlar, tribünde niye bağırmıyorlar?

Bu tür gösterilerin Türkiye'de deha bir organizatörü vardır; Mustafa Sarıgül. Ben sana söyleyeyim; o yemeği dahi Mustafa Sarıgül planlamıştır. 'Sen futbolcularla yemek ye... Ben kapıya adamları yığarım.' Yığar!

Mustafa Sarıgül istesin yarın yüzlerce otobüsle, 10 bin tane adam Ankara'ya Anıtkabir'e gidip 'Atam! Sen ne büyüksün. Ünal Aysal başımızda kalsın' der. Bu işlerde üstüne yok. Ünal Aysal 'Belçika'ya gitsin ve geri dönsün' diyelim. Florya'ya binlerce araba yığar. 

 

BİR TEK SEVGİLİSİ VAR: EMİR 

 

Sarıgül'ün bu işteki çıkarı ne? Niye yapıyor bu işleri? Sarıgül'ün bir tek sevgilisi var hayatta; oğlu Emir. Emir için yapamayacağı şey yok.

İşte Şişli Belediye Başkanvekili yaptı. Fiilen başkan Şişli'de Emir... Tabii fiilen başkan Sarıgül'ün kendisi ve Ünal da Sarıgül'ün ricasını kabul etti ve Emir'i yönetim kuruluna aldı. Dikkat edin; herkesi değiştirdi, Emir'i değiştirmedi.

Şimdi yeniden Ünal Aysal başkan olsun ki Emir yönetimde devam etsin! Sarıgül'ün bu yaptıklarından Ünal Aysal'ın haberdar olmamasına imkân yok. Onun için de bu bana bir 'danışıklı dövüş' gibi geliyor; 'Efendim ben sonuna kadar dayandım ama bak neticede Florya'yı bastılar artık.' Gazetelere bak. Fena halde Alp Yalman'a 'Çekil' baskısı var. Alp Yalman çekilmeliymiş ki Ünal Aysal mecbur kalmalıymış başkanlığa...

Yahu Galatasaray'ı batıran adam niye mecbur kalsın? Alp Yalman, Galatasaray'ı kuran adam... 2000 yılında Kopenhag'da Avrupa şampiyonu, Monaco'da Süper Kupa şampiyonu olan Galatasaray'ın temellerini atan adam... Derwall'i getirerek o altyapıyı ve kulübü kuran adam Alp Yalman...

O gitsin; kulübü maddi manevi bataklığa sürükleyen Ünal Aysal kalsın! Medya buna uğraşıyor. Tabii medyanın canına minnet!

Çünkü medya Fenerli...

Ünal ile Prandelli kalırsa dördüncü yıldız garanti olacak. Öyle düşünüyorlar.

Geçen hafta üç tane önemli spor müdürü, fanatik Fenerli üç spor müdürü bir araya gelmişler. İsimlerini açıklayamıyorum.

Elimde belge yok çünkü... Ünal Aysal'a gitmişler. 'Aman bırakma Fenerbahçe'yi!' diye yalvardılar herhalde!.. Aziz'den hayır yok, ümit Ünal da! Ünal, Galatasaray'ın başında kalırsa, Aziz'e rağmen Fenerbahçe şampiyon olabilir.

Bir Galatasaraylının, Ünal Aysal'ı destelememesi için şu Fenerli medyanın, Ünal Aysal yaygaralarına bakmak yeterli... 

 

Öteki taraftan camiadan da sürekli Aysal sesleri yükseliyor. Faruk Süren, Ali Dürüst, Fatih Altaylı ve Abdurrahim Albayrak'ın yaptığı toplantıdan 'Aysal'a aday ol' çağrısı çıktı! 

 

Matrak olan da o...

Cumartesi günü yazdım da onu... Faruk Süren beni Cenevre'den aradı ve "Hıncal, Ünal Aysal'ı desteklediğimi nereden çıkartıyorsun?

Böyle bir şey yok. Dedikodulara inanma" dedi.

Arayan Faruk Süren'in kendisi... Ben onu aramadım. Faruk Süren, Cenevre'den beni arıyor.

Çıksın, 'Hıncal yalan söylüyor' desin, lütfen. "İstanbul'a gelir gelmez seni arayacağım.

Oturalım, buluşalım. Sana her şeyi anlatacağım" dedi. 

 

KOVULURCASINA GÖNDERİLDİ 

 

İstanbul'a gelir gelmez Ünal Aysal'a koştu, beni hala aramadı! Ya bu nasıl bir oyundur!

Faruk Süren gibi bir başkan, bir de benim bunca yıllık dostum. 2000 yılında bütün Galatasaray camiası, Faruk'u neredeyse kovarcasına Galatasaray'dan gönderirken arkasında duran tek adamım ben...

Öz abim Öcal (Uluç) ile aykırı düştük bu konuda...

Abim Allah'ın günü Faruk'a giydirirken ben savunuyordum ve o Faruk Süren beni Cenevre'den arayıp "Döner dönmez sana geleceğim. Yazılanlara inanma" diyor ve döner dönmez Ünal Aysal'a koşuyor! Beni hala aramadı. Ortada bir planlar, bir oyunlar dönüyor.

 

KARMAŞIK İLİŞKİLER

 

İnan Kıraç, Aysal'a yaptığı çağrıyı bir adım ileriye taşıdı ve "Devam etmesi için yalvaracağım" dedi. 

 

İnan Kıraç da bu oyunun içinde...

Çünkü İnan Kıraç, Mehmet Koçarslan'ı desteklemek uğruna "Su Ada'nın sözleşmesini uzatmayalım" diyen Adnan Öztürk'ü, Galatasaray Yönetim Kurulu'ndan attıran adam! Çok önemli bir laf bu, altını çiz.

Galatasaray'ın meteliğe kurşun attığı dönemde Özhan Canaydın'ı allem edip kallem edip ikna etti ve 10 senelik anlaşmaya imza attırdı. Mehmet Koçarslan, o 10 sene boyunca Galatasaray Adası'nı kaçak inşaatlarla büyüttü. Ada büyüdü yani!.. Bugün ada doğal halinden misli ile büyük!

Türk Anayasası der ki 'Denizden kazanılan topraklar kamunundur. Yani halkındır.' Senin deniz kenarında yalın olsa ve iki metre taş döküp büyütsen o döktüğün kısım senin değil. O iki metre kazanılan taşlık yer kamunun. Anayasa öyle diyor. 

 

BOĞAZIN İÇİNDE BİR KAÇAK ANIT 

 

Adayı büyüttü. Üstündeki inşaat aldığı zaman zaten kaçaktı, yıkılması gerekiyordu.

Onu da 10 misli büyüttü. Baştan aşağı bir kaçak anıtı, boğazın içinde -öngörünüm bölgesinde de değil- duruyor. İstanbul Belediye Başkanı'na soruyorum: 'Bu nasıl iş?' Çünkü öngörünüm bölgesine bir çivi çakıyorsun, ertesi gün televizyon eşliğinde yıkım ekipleri geliyorlar, yıkıyorlar.

Bu adam hem adayı büyütüyor hem de üstündeki kaçak kapalı inşaat yerini büyütüyor. 'Efendim, biz orayı 4 kere mühür bastık da mührü kırdılar. Biz de mahkemeye verdik!' diyorlar. Türkiye'de gayrimenkul davalarının en az süreni 20 sene...

Benim rahmetli dedemin çocukluğundan kalma tapu davaları var, gidin bakın. O öngörünüm bölgesinde çakılan her çiviyi söken, yapıyı yıkan belediye, Mehmet Koçarslan'a gelince ne olduysa; 'Mahkemeye başvurdum. Ben üstüme geleni yaptım. 4 kere mühür koydum. Adam mühürleri kırdı' diyor!

Adam işini biliyor.

Reina'da kaçak inşaat ailenin üstüne düştü, iki adam öldü. Ne oldu? Mehmet 1 gün içeride kaldı mı? Reina'nın ne kadarı yasal, ne kadarı kaçak bilen var mı Türkiye'de?

Bu 10 yıllık anlaşma bittiği zaman da Adnan Öztürk dedi ki "Uzatmayalım. 1- Galatasaray'ın adına yakışmaz. Kaçak, büyütülmüş bir adanın sahibi olmak. 2- Adam üç otuz paraya kiralamış. Buradan biz kulüp olarak daha büyük gelir elde ederiz." 

 

ERKAN KOYUNCU ÖLDÜRÜLDÜ 

 

İsyan eden; İnan Kıraç! "Hayır! Sözleşme uzatılacaktır" dedi.

Niyeyse! Ünal da ona katıldı ve kaçak adanın sözleşmesini uzatmak için Adnan Öztürk'ü yönetimden tasfiye ettiler!

Bu İnan Kıraç, "Ünal Aysal devam etsin" diyor.

Yani öyle karmaşık ilişkiler var ki işin içinde...

Bir tane iyi Galatasaray muhabiri, bir tane yürekli Galatasaray muhabiri Türkiye'yi sarsabilecek olaylar bulabilir. Ama Türkiye'deki spor sayfalarında kulüp başkanlarının izni ile haber yazılıyor. 'Aman Aziz Yıldırımkızdırmayalım.

Aman Fikret Orman'ı kızdırmayalım. Aman Ünal Aysal'ı kızdırmayalım.

Yoksa kulübe giremeyiz.' Bir gazeteci arkadaşımız Galatasaray Kulübü'nün kapısında öldü. Aslına bakarsanız öldürüldü! Ona bile sahip çıkamadık. 'Ünal Aysal kızarsa Florya'ya giremezsek...

Aman efendim boş verin.

Ölen ölür kalan sağlar bizimdir!' 

 

Fatih Terim'in ismimi de Galatasaray Başkanlığı için geçti. Şu an milli takımın başında ama Galatasaray'a başkan olmayı çok istediğini de biliyoruz. 

 

Eskidi o... Fatih Terim'in şu andaki hedefi; Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı...

Büyük olasılıkla önümüzdeki ilk kongrede Yıldırım Demirören aday olmayacak. Fatih Terimaday olacak ve kazanacak.

Başakşehir Stadı'nın adının kendisi bile bilmeden Fatih Terim olması tesadüf mü?

Galatasaray, Fatih Terim'i zor bulur.(Fotomaç)