Geçitli'de ölenler mezaeı başında anıldı

Duygusal anların yaşandığı anma programına katılan ve olayda oğluyla birlikte 9 yakınını kaybeden Cahit Erol, "Açmış olduğumuz tazminat davasında, araca 30 bin, ölenler için de 25'er bin lira değer biçiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti bunu kabul etse, ben de kabul ediyorum. Ben bunu yapanları Allah'a havale ediyorum" dedi. Geçitli Köyü'nde 16 Eylül 2010 günü saat 09.15 sıralarında minibüsün geçişi sırasında yola döşenen mayının patlaması sonucu 9 kişinin öldüğü olayda, hayatını kaybedenler mezarları başında anıldı. Anmaya avukat Rojbin Tuğan Kalkan ve ölenlerin yakınları katıldı. Patlamada hayatını kaybedenlerin mezarlarına karanfil bırakıp, mezar taşlarını öpen Erol ailesinin fertleri, mezarlığa gelen çocuklara bisküvi, çikolata ve meyve suyu dağıttı. Duygusal anların yaşandığı mezarlığın girişine, patlamada ölen 9 kişinin fotoğraflarının yer aldığı pankart ve hemen yanında ise üzerinde hurdaya dönen minibüsün fotoğrafının yer aldığı siyah bir bez asıldı. Olayda oğlu Erol ve 8 yakının kaybeden Cahit Erol, aradan 4 yıl geçmesine rağmen olayın faillerinin bulunması için ciddi bir ilerlemenin olmadığını söyledi. Erol, çalmadık kapı bırakmadığını belirterek, "Kimse bizim sesimizi duymuyor. Bu olayı yapanlar hala ortaya çıkarılamadı. Gittiğim her yerde, herkes bir şey söylüyor. Bu söylenenler bana yetmiyor. Çünkü ben olayda oğlumu, kız kardeşimle birlikte 9 yakınımı kaybettim. Başbakanlık koltuğuna yeni oturan sayın Başbakanımız Ahmet Davutlu, sen yeni Başbakansın. Lütfen bu acımızı sen bitir. Failin ortaya çıkarılması için açmış olduğumuz tazminat davasında araca 30 bin, ölenler için de 25'er bin lira değer biçiyorlar. Türkiye Cumhuriyeti devleti bunu kabul etse, ben de kabul ediyorum. Ben bunu yapanları Allah'a havale ediyorum" dedi. DAVA DOSYASI HAKKARİ'YE ALINDI Anma programına katılan avukat Rojbin Tuğan Kalkan ise daha önce Van Özel Yetkili Mahkeme'de görülen dava dosyasının, özel yetkili mahkemelerin kapanmasından sonra geçen yıl Hakkari 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini söyledi. Avukat Kalkan, insanların acılarıyla baş başa bırakıldığı görüşünü savunarak şöyle dedi: "Yeni Başbakan, evlat acısının nasıl bir acı olduğunu beyan etti. Burada bulunan insanlar da evlatlarını kaybettiler ve 4 yıldır tırnaklarıyla kazmadıkları yer, gitmedikleri yer kalmadı. Ne yazık ki, acılarına sahip çıkan ve acılarına 'Sizi anlıyoruz, size yardımcı olacağız. İçinizdeki yangını söndürmek için bu olayın neden meydana geldiğini, kimler tarafından yapıldığını ortaya çıkaracağız' diyen hiç kimse olmadı. Bunun yanında yargı da ne yazık ki, bu insanların hukuk ve adalet arayışları konusunda bir arpa boyu yol almış durumda değil." Yakınlarını kaybedenlerin, bu konuda devletin ve güvenlik güçlerinin ihmali olduğunu, yeterli tedbirlerin alınmadığını düşündüğünü de belirten Avukat Kalkan, "Bu nedenle açmış oldukları tazminat davasında ne yazık ki çok komik denebilecek sonuçlar elde edildi. Dosyalar Danıştay'da temiz aşamasındadır. Temyiz aşamasında inanıyoruz ki, adalet yerini bulacak. Çünkü hurda bir araca 30 bin lira bedel biçen bir devlet, ne yazık ki evladını kaybeden aileye 25 bin lira tazminat ödemeyi uygun gördü. Bu hangi vicdana, hangi adalete sığar soruyoruz" diye konuştu.