Sayın Kılıçdaroğlu ile bir dönem birlikte çalıştık. İdeolojik takılmaz özellikle hesap kitap meselelerinde mantıklı ve tutarlı tavırlar sergilerdi. Herkese saygılı davranan bir insandı. Çalışkan ve başarılı bir milletvekili idi.
Fakat CHP’de parti kademelerinde yükselmeye başlayanlar ne hikmetse saldırgan bir kimliğe bürünüyorlar. Bunun örnekleri çok. Son örneği Kılıçdaroğlu.
Salı günü kendisini dinledim.
Bazı tutarlı sözler ettikten sonra kasaba politikacılarının ağzıyla ‘Ortadoğu’ya barışı ben getireceğim, dünyaya da barışı ben getireceğim” kabilinden laflar ediyor.
Sonra da dönüp ‘Davutoğlu senin kapasiten bunu almaz” diyor. Peşinden de abisinin emrinde kurşun askerdir anlamında sözler sarf ediyor.
***
İşte orada biraz dur diyorum sayın Kılıçdaroğlu!
Sen Davutoğlu’nu belki sadece başbakan başdanışmanı olduğunda ya da dışişleri bakanı olunca tanıdın, biz ise onu ta gençliğinden beri tanıyoruz.
Davutoğlu’nu icraatlarından dolayı eleştirmek senin en doğal hakkındır. Eleştirmelisin uyarmalısın. Muhalefet olarak senin görevin eksiği yanlışı bulup uyarmak, böylece millete de hizmet etmektir.
Ama “Kapasiten almaz” demeye kalkarsan çok büyük ayıp etmiş olursun.
***
Şu anda gerek doğuda gerekse batıdaki bütün başbakanları objektif bir gözle değerlendirdiğinde Davutoğlu’nun tartışmasız en kapasiteli başbakan olduğunu görürsün. İster Alman başbakan Merkel’le mukayese et, istersen İngiliz başbakanı Cameron ile, ya da diğerleri ile, göreceksin kiDavutoğlu hepsinden daha kapasiteli bir başbakandır.
Onlar sadece kendi ülkeleri ve çevrelerini bilip anlayabilirler ama Davutoğlu dünya siyasetini, doğusuyla batısıyla, tarihiyle kültürüyle, hepsinden daha iyi bilen ve hepsinden daha kapasiteli bir başbakandır.
Abartmıyorum şu anda dünyada Davutoğlu kapasitesinde bir başbakan yoktur.
***
Davutoğlu daha öğrencilik yıllarında arı gibi çalışan, soran, sorgulayan ve sorunlara çare arayan bir beyindi.
Seksenli yıllardı zannediyorum doktora için çalışıyordu. Bir gün Şehzadebaşı’nda İslam dünyasının tanınmış âlimlerinden biriyle hep birlikte sohbet ediyorduk. (Âlim hâlâ hayatta olduğu için adını vermiyorum incinmesin diye.) Arapça konuşan âlimle anlaşmalarını ben sağlıyordum. Davutoğlu o âlime o gün öyle sorular sordu ki âlim sonunda dayanamadı, “Kim bu adam yahu beni terletti!” siteminde bulunmuştu.
Kapasiteden maksadın bilgi ise ömrü bilgi peşinde koşmakla geçti. Tecrübe ise sadece Türkiye’yi değil dünyayı ayne’l yakın tanıyan ve eserleri dünya dillerine çevrilmiş bir ilim adamı.
Ruh dünyasını kastediyorsan, kusura bakma sayın Kılıçdaroğlu orada da büyük bir yanılgı içindesin.
Kapasitesiz diye aşağıladığın o kişi sadece kendisinin değil başkalarının ruh dünyasını da tanımak için sadece okumakla bilgi edinmekle yetinmeyip hayatıyla da öğrenmeye çalışmış bir şahsiyet.
Küçük bir misal; Hz Musa’yı daha iyi anlamak için Zeytun dağında, Brahmanizmi anlamak için Hindistan dağlarında ve Peygamberimizin ruh dünyasını daha iyi kavramak için Hira mağarasında geceleyen ender insanlardan biridir Davutoğlu.
***
Tayyip bey bence Davutoğlu gibi gereğinde itiraz edebilen birini tercih ederek büyüklüğünü göstermiştir.
Zannetmeyin ki yanlış bildiği bir düşünceyi ya da siyaseti ‘keramet buyurdunuz’ diye kabul eder. Benim bildiğim Davutoğlu yanlış gördüğü düşünceyi ve tavrı hem kabul etmez hem de muhatabı her kimse durumu ona izah eder.
Tabii bu izahı kasaba politikacılarının yaptığı gibi değil, kişiliğiyle mütenasip uygun bir zaman ve zeminde uygun bir dille yapar.
***
Abisi diyerek alay ettiğiniz sayın cumhurbaşkanına gelince.
Cumhurbaşkanı, bulunduğu mevkiye paraşütle gelmiş yahut mecliste çeşitli pazarlıklar sonucu seçilmiş biri değil.
Daha 6 ay önce 14 muhalif partinin kimi cemaatlerle yaptığı ittifaka rağmen yüzde 52 oy alarak halk tarafından seçilmiş bir cumhurbaşkanı.
Gençliğinden beri siyasetin her kademesinde bulunmuş ve geldiği yere tırnaklarıyla gelmiş bir siyasetçi.
Onun tecrübesinden istifade edilmesini, onunla uyumlu çalışılmasını kurşun asker olarak değerlendirmek mantıklı bir siyasi yaklaşım olamaz.
Davutoğlu’nun geçmişte partisinin kurucusu ve başbakanı olan, tecrübesi birikimi ve karizması tartışılmayan bugünkü cumhurbaşkanıyla uyumu kadar tabii ne olabilir ki?! Kavga mı etmeli?!
Ne demişler.
Yiğit gölgesinde yiğit saklanır.
Namertlerde gölge olmaz dal olmaz.